Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2436
Karar No: 2020/1316
Karar Tarihi: 17.2.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2436 Esas 2020/1316 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı, inşa edeceği taşınmazın belirlenen dairesinin alım satımı konusunda davacı ile şifahen anlaştıklarını, davacının yapacağı ödemelere güvenerek borçlandığını ancak davacının daire bedelini bir yıl boyunca ödemediğini, daha sonra davacının satış bedelini ödeyemeyeceğini beyan ederek peşinat olarak kendisine verdiği taşınmazın satılmasına muvafakat etmesi üzerine taşınmazı davacı ile peşinat değeri olarak belirledikleri miktarın altında bir bedelle dava dışı 3. bir şahsa vadeli şekilde satmak zorunda kaldığını ve vadenin de henüz dolmadığını, davacının gönderdiğini iddia ettiği havale bedellerini davacının eksik ve ödemede gecikmesine istinaden uğradığı zarara mahsup ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü kararı verilmiş ve dava değeri taşınmaz bedeli yönünden 76.000,00 TL olarak ıslah edilmiştir. Ancak mahkemece bu karara istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararda, taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersiz sayıldığı ve iade esnasında alım gücü esas alınarak denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kar
3. Hukuk Dairesi         2019/2436 E.  ,  2020/1316 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalının inşa edeceği binada taraflarca belirlenen dairenin 130.000,00 TL"ye kendisine satışı konusunda davalı ile haricen anlaştıklarını, 55.000 TL peşinat bedeline karşılık olmak üzere Kulu ilçesi Karşıyaka Mahallesi 38 ada 18 parseldeki 4 katlı binanın 15 nolu dairesini davalıya verip geri kalan kısım için de yapmış oldukları ödeme planı kapsamında 39.700 Danimarka kronunu havale yoluyla davalıya ödediğini, daha sonra karşılıklı anlaşarak bu alışverişten vazgeçtiklerini ileri sürerek, peşinat olarak verdiği taşınmazın piyasa değeri ile havale yoluyla gönderdiği 39.700 Danimarka Kronunun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş,11/07/2017 tarihinde dava değerini taşınmaz bedeli yönünden 76.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı, inşa edeceği taşınmazın belirlenen dairesinin alım satımı konusunda davacı ile şifahen anlaştıklarını, davacının yapacağı ödemelere güvenerek borçlandığını ancak davacının daire bedelini bir yıl boyunca ödemediğini, akabinde davacının satış bedelini ödeyemeyeceğini beyan ederek peşinat olarak kendisine verdiği taşınmazın satılmasına muvafakat etmesi üzerine taşınmazı davacı ile peşinat değeri olarak belirledikleri miktarın altında bir bedelle dava dışı 3. bir şahsa vadeli şekilde satmak zorunda kaldığını ve vadenin de henüz dolmadığını, davacının gönderdiğini iddia ettiği havale bedellerini davacının eksik ve ödemede gecikmesine istinaden uğradığı zarara mahsup ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın sözleşmede belirlenen değeri olan 55.000,00 TL ve 20.400,00 Danimarka Kronunun dava tarihindeki efektif satış kuru üzerinden karşılığı olan 9.384,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin söz konusu kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 23/10/2018 tarihli, 2015/482 E. 2018/474 K. sayılı kararı HMK"nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kaldırarak; 1-Davanın kısmen kabulüyle;a-)76.000,00-TL"nin; 10.000-TL"lik kısmına dava tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren, 66.000-TL"lik kısmına ıslah tarihi olan 11/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    b-)26.300,00-Danimarka Kronunun ıslah tarihi olan 11/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki geçerli Merkez Bankası Danimarka Kronu kur karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine şeklinde yeniden hüküm tesis etmiş, söz konusu hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre,davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK"nun 706, TBK"nun 237. (BK."nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. İade edilirken, ödenen paranın ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekmektedir. Bu şekilde, denkleştirici adalet ilkesi gereğince, tam bir eski hale getirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olmaktadır.
    Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda; taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan adi yazılı sözleşmede davacının davalıdan satın aldığı dairenin peşinatı olmak üzere davalıya verdiği taşınmazın değerinin 55.000 TL olarak belirlendiği, davalının da bu taşınmazı 10.04.2014 tarihinde 50.000 TL karşılığı dava dışı 3. bir şahsa devrettiği anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece; davaya dayanak sözleşmede satış bedeline peşinat olmak üzere değeri 55.000 TL olarak belirlenerek davalıya verilen taşınmazın, davalı tarafından dava dışı 3. şahsa tapuda devredildiği 10.04.2014 tarihi itibariyle ulaşacağı bedel; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, TÜFE, ÜFE, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle konusunda uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenip, bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/2/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi