20. Hukuk Dairesi 2013/4393 E. , 2013/6384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ve ..., Asliye Hukuk Mahkemesine verdikleri 21.04.1992 tarihli dava dilekçesi ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendilerine ....’dan kalan ve sınırları gösterilen 6 parça taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Yargılama sırasında, taşınmazların bulunduğu... Beldesinde yargılama sırasında genel arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu 171 ada 6 parsel sayılı 607.96 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak avlulu 2 kagir ev ve ahır niteliği ile, 101 ada 469 parsel sayılı 17000 m2 yüzölçümündeki, 129 ada 56 parsel sayılı 9100 m2 yüzölçümündeki,127 ada 2 parsel sayılı 3000 m2 yüzölçümündeki ve 147 ada 14 parsel sayılı 9083.45 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tarla niteliği ile; 140 ada 4 parsel sayılı 48600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 628, 630, 631 ve 632 nolu vergi kayıtlarına dayanılarak, 140 ada 41 parsel sayılı 10300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 627 nolu vergi kaydına dayanılarak tarla niteliği ile Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğundan malik haneleri boş bırakılarak sınırlandırılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesi, görevsizlik kararı ile dosyayı Kadastro Mahkemesine göndermiş olup; mahkemece, yargılama sırasında davacı ve davalı gerçek kişiler arasında yapılan sulh sözleşmesi esas alınarak 171 ada 6 nolu parselin ...,140 ada 4, 41 ve 127 ada 2 nolu nolu parsellerin Mürvet (Özcan) Tunç, 147 ada 14 ve 101 ada 469 nolu parsellerin ..., 129 ada 56 nolu parselin ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve Karayoları Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/11/2006 gün ve 2006/10852 - 14307 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: dava, tescil davası niteliğinde olup, 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine devredilmiştir ve tüm taşınmazların malik haneleri boştur. Bu durumda, Kadastro Mahkemesince 3402 sayılı Kaanuun 30/2 maddesine göre işlem yapılarak taşınmazların gerçek hak sahiplerinin (maliklerinin) belirlenmesi ve buna göre tescil hükmü oluşturması gerekir. Oysa; mahkemece, taşınmazların orman sayılan yerlerden; devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerde olup olmadığı ve davacılar ve davalı gerçek kişiler lehine zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, vergi kaydına dayanak tespit görmüş olan taşınmazların vergi kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı hususlarında araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yörede 1991 yılında yapıldığı bildirilen orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin bir sureti getirtilerek 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların tüm delilleri toplanmalı ve mahkemece bir uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve çekişmeli taşınmazların orman sınırları içinde orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesin biçimde saptanmalıdır. Ayrıca, vergi kayıtlarına dayanarak tespit gören 140 ada 4 ve 140 ada 41 nolu parseller açısından dayanak vergi kayıtları mahalli bilirkişilerin eli ile mahalline uygulanmalı ve bu kayıtların ve çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden araştırma yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu ... Beldesi 171 ada 6 ve 101 ada 469 sayılı parseller ... adına, 129 ada 56 sayılı parsel ..., 127 ada 2 parsel ile 140 ada 41 sayılı parselden ifraz ile oluşan 140 ada 51 ve 52 sayılı parseller, 140 ada 4 sayılı parselden ifraz ile oluşan 45 ve 46 sayılı parseller ... adına, 147 ada 14 sayılı parselin .... mirasçıları ..., ....ve ... adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 03/05/1991 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden ve Karayolları Genel Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına 10/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.