Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15304
Karar No: 2013/6394

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/15304 Esas 2013/6394 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/15304 E.  ,  2013/6394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi vekili, 09.05.2005 tarihli dilekçesiyle ... Köyü (Mahallesi) 7452 ada 1 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığından tapu kaydının iptal ve orman niteliğiyle tescili istemiyle açtıkları davanın reddine ilişkin ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 21.10.1996 gün ve 1995/927 - 805 sayılı kararının Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, kesinleşen mahkeme kararının dayandığı bilirkişi raporunda orman kadastro ve makiye ayırma haritalarının yanlış uygulandığını, yanlış rapor veren bilirkişiler hakkında da suç duyurusunda bulunulduğunu, yargılamanın iadesi koşullarının oluştuğunu, ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 21.10.1996 gün ve 1995/927 - 805 sayılı kesinleşen kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle istemin reddine ilişkin verilen karar, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 09.10.2008 gün ve 2008/8427-12512 sayılı “... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 21.10.1996 gün ve 1995/927-805 sayılı dosyasında; davacı ... Yönetimi tarafından 20.8.1995 tarihinde davalı ... ve .... aleyhine, ... Köyü 7452 ada 1 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki orman alanı olduğunun belirlendiğini tapu kaydını iptalini ve orman olarak Hazine adına tescilini istediği, mahkemece, yapılan araştıma inceleme ve özellikle 05.07.1996 tarihli keşif sonucu orman bilirkişi İsmail Tosun 08.07.1996 tarihli raporunda çekişmeli parselin 3116 tahditi içinde olduğunu, 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre orman dışına çıkarıldığını, 1952 maki alanı içinde bırakıldığını bildirdiği, raporuna kroki eklemediği, Fen bilirkişi ..."nin ise aynı bulguları doğrulayıp ve taşınmazın maki haritasında konumunu Akdeniz makisi içinde kalacak biçimde işaretlediği, mahkemenin, taşınmazın makiye ayrılmakla orman rejimi dışına çıktığı orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun yeterli görüldüğüne değinilerek, davanın reddine hükmedildiği, kararın Orman Yönetimin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.03.1998 gün ve 1998/1710 - 2404 sayılı kararıyla onandığı, karar düzelte yolu kullanılmadığından, 02.06.1998 tarihinde kesinleştiği, Orman Yönetimi tarafından, orman bilirkişi İsmail Tosun hakkında...Cumhuriyet Başsavcılığına 18.03.2005 tarihli dilekçe ile .... Köyü 7452 ada 1 ilâ 20 sayılı parseller Devlet ormanı olduğu halde, bilirkişinin kasten gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek, mahkemeyi yanılttığı belirtilerek suç duyurunda

    bulunulduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 27.10.2005 gün ve Hazırlık 2005/12040, Karar 1999/18505 sayılı, isnat edilen suçun 1996 yılında işlenen, T.C.K. nun 290. maddesinde yazılı suç olduğu, Ceza Kanununun 102/4. maddesi gereğince dava zamanaşımının 5 yıl olduğu, suç tarihi olarak gösterilen tarihten bu yana 5 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle, kamu adına kavuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararının, şikayetçi Orman Yönetimine 28.11.2005 tarihinde tebliğ edildiği ve şikayetçi tarafından itiraz edilmeden kesinleştiği, H.U.M.K.’nun yargılamanın yenilenmesini düzenleyen 445. maddesinin 5. bendinde “Ehlihibrenin kasten hilafı hakikat ihbaratta bulunduğunun hükmen tahakkuk etmesi” durumunda yargılamanın yenilenmesini talep edilebileceği belirtilmiş, aynı maddenin 10. bendinin 2. fıkrasında ise “Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkumiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” denildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/927 - 805 sayılı dosyasında bilgisine başvurulan bilirkişi orman mühendisi İsmail Tosun hakkında...Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlık soruşturmasına başlanıldığı, ancak T.C.K.’nun 102. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle takibata yer olmadığı kararının verildiği tartışmasızdır. Zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verilmesi, ilgili sanık hakkında kamu davasının açılmayacağının göstergesi olmayacağı gibi beraat anlamına da gelmeyeceği, H.U.M.K.’nun 445. maddesinin 10. bendinin son fıkrası gereğince zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verildiği için ceza mahkemesi kararı aranmayarak, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekeceği, bu nedenle; mahkemece halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte makiye ayırma tutanakları ve haritası ile kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tüm tutanak ve haritaları, tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, çekişmeli taşınmazın maki hattına ve tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi, taşınmazın orman sınırları içinde ve muhafaza makisi olarak belirlemesi yapıldığı saptandığı taktirde, normal bir haritacılık ve ormancılık bilgisine sahip orman mühendisi tarafından da haritaların bu şekilde sağlıklı uygulanıp uygulanamayacağı, uygulanamayacak ise nedenleri, Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1995/927 - 805 sayılı dosyası da incelenerek, bu dosyada bilirkişi olarak görüşüne başvurulun İsmail Tosun tarafından uygulamanın yöntemince yapılıp yapılmadığı, yapılmadı ise nedenleri, kasıtlı olarak gerçeğe aykırı rapor düzenleyip düzenlemediği konusunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi, dosyadaki diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek İsmail Tosun’un bilirkişilik görevin kötüye kullanıp kullanmadığı, bu şekilde yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda bir karar verilmesi, yargılamanın yenilenmesi koşullarının gerçekleştiğini karar verildiği taktirde, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 23.12.2010 gün ve 2010/12764 - 16601 sayılı karar ile “...mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğu...” gerekçesiyle onanmasına karar verilmiş, Daire kararına karşı davacı ... Yönetiminin karar düzeltme talebi ise, Dairece 13.04.2011 gün ve 2011/4049 - 4363 sayılı karar ile kabul edilerek onama kararı ortadan kaldırılarak mahkeme hükmünün “...Makilik alanlarla orman alanlarının ortak sınırlarının belirlenmesine

    ilişkin çalışmalar sonucu üretilen ve tutanaklarda yerleri tarif edilen belli sınır noktaları ve belli bir geometrik şekil içeren makiye ayırma tutanak ve haritalarının uygulanması, genel haritacılık bilgisi yanı sıra, Orman Kadastro Yönetmeliği ve bu yönetmeliğin ilgili maddeleri gereğince çıkarılan teknik izahname hükümlerine göre yapılması gerektiği, asliye hukuk mahkemesinin 1995/927 sayılı dosyasında bilirkişi İsmail Tosun tarafından düzenlenen raporda, maki haritasının uygulanması sırasında, gerek yönetmelik gerekse teknik izahnamede anlatılan aplikasyon tekniklerinden hangisinin kullanıldığının anlatılmadığı, izafi olarak çekişmeli parselin 1951 yılında yapılan makiye ayırma işleminde Akdeniz makisi olarak ayrıldığına işaret edildiği, orman yüksek mühendisi bilirkişi...tarafından düzenlenen raporda, bilirkişinin teknik zorunluluk nedeniyle maki haritasını zemine sağlıklı biçimde uygulayamadığı, taşınmazın yerini yanlış tesbit ederek yanılgıya düştüğü" bildirilmişse de, bilirkişi görüşünün bilimsel ve teknik hiçbir esasa dayanmadığı, belirlenen koordinatlar yardımıyla bir yerin başka bir noktaya göre konumunu ve mesafesini ölçme yönteminin, bilgisayar teknolojisine bağlı gelişen bir yöntem olmayıp, 1987 yılında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanun dahilinde, esas olarak haritaların ülke koordinat sistemine göre oluşturulmasının sonucu olarak ortaya çıkmış bulunduğu, kadastro haritaları ister grafik yöntem isterse sayısal yöntemle oluşturulsun, her hangi bir haritanın zeminde aplikesi söz konusu olduğunda, öncelikle haritanın hazırlanması sırasında kullanılan yönteme başvurulması, ayrıca, sınır noktalarıyla ilgili olarak tutanaklara geçirilen diğer bilgilerden ve haritanın oluşturulduğu sırada kullanılan hava fotoğrafı ve memleket haritalarından da yararlanılmasının gerektiği, bu şekilde sınır noktalarının yerleri bulunup zeminde işaretlendikten sonra, poligon ve nirengilere göre konumu belirleyen koordinatları saptanarak ve diğer haritacılık tekniklerinden yararlanılarak, harita yapma tekniğine uygun, infazı olanaklı, birleşik kroki ve haritalar hazırlanmalı, yönteminden kısaca söz edilen bu aplikasyon işlemleri sırasında, insani ve maddi hataların olabileceği kabul edilebilirse de, bu yöntemlerden hiç birine başvurmadan, maki sınır noktalarının ve maki sınır hattının zemindeki yerlerinin izafi olarak belirlenmesinin, maddi hata yada insani hata olarak kabul edilemeyeceği, başka deyişle, hiçbir teknik uygulamadan destek almayan, izafi olarak yapılan belirlemelerin, meslek ve sanatta acemiliği de içeren, görevi ihmal kavramı içinde değerlendirilemeyeceği, bu tür eylemlerin kasıtlı eylemler olup, Orman Bilirkişi İsmail Tosun’un maki sınır hattına ilişkin çalışması, hiçbir bilimsel yönteme ve tekniğe dayanmadığından düzenlenen raporla mahkemenin kasıtlı olanak yanıltıldığı, çekişmeli taşınmaza komşu olan 7452 ada 18 sayılı taşınmaza yönelik Orman Yönetimi tarafından açılan yargılamanın yenilenmesi davasının yerel mahkemenin 2009/210 - 2010/169 sayılı kararı ile reddedildiği, Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairenin 2010/10773-16611 sayılı ilâmı ile yukarıda açıklanan gerekçe ile davayı kabul et yönünde kesin bozma yapıldığından, Orman Yönetiminin yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilmesi...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile, ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 21.10.1996 gün ve 1995/927 - 805 sayılı hükmünün kaldırılarak, dava konusu 7452 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş mahkeme kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması ve kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazların incelenmesiyle sonuçları 7 numaralı komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması (bu uygulama idare mahkemesince iptal edilmiştir.) ve 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilen ve dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Arsa niteliğinde ve 985 m2 yüzölçümünde, tapuda davalı adına kayıtlı olan çekişmeli parsel, genel kadastroda 1947 yılı orman kadastrosu sınırları içinde olduğu için tapulama dışı bırakılan alanların 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre ifrazıyla oluşmuş, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerden başka bir yerdeki, gerçek kişiler adına tesbit edilen Kütükçü Köyü 75 sayılı parseldeki payı nedeniyle Mehmet Hayyar ve arkadaşları adlarına paylı olarak tescil edilmiş, satışlar sonunda davalılar adına tescil edilmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi