20. Hukuk Dairesi 2012/15005 E. , 2013/6396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, .... Köyü 128 parsel sayılı taşınmazın 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine, 1979 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulamasıyla kısmen Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla, bu bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi... tarafından düzenlenen 26.09.2005 tarihli krokide çekişmeli parselin (A) harfi ile gösterilen 1663 m² bölümünün tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 15645 m² ve (C) harfi ile gösterilen 10172 m² yüzölçümündeki bölümlere ilişkin davanın reddiyle bu bölümlerin tapu kayıtlarının davalılar üzerinde bırakılmasına ilişkin verilen karar, Hazine ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 28.09.2006 gün ve 2006/8755 E. - 12290 K. sayılı karar ile “...1)...Bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1663 m² bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde, (C) harfi ile gösterilen 10172 m² bölümün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında kaldığından bu bölümlere ilişkin hükmün onanması,
2)...Çekişmeli parselin kadastro tesbitine esas alınan K.Evvel 1312 tarih ve 118 numaralı sicilden gelen Mayıs 1948 tarih ve 77 sıra numaralı tapu kaydının, 23880 m2 miktarında olup, kuzeydeki kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki, eylemli orman içinde bulunan kadim yol ve halen hark sınırı itibariyle değişebilir nitelikte sınır içerdiği, 3402 sayılı Kanunun 20/C. maddesi gereğince kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, tapu kaydının, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile orman sınırları içinde bırakıldığından kanunî değerini yitirdiği, ancak, daha sonra yürürlüğe giren 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince, tahdit dışına çıkarılan tapulu yerlerin, tapu yüzölçümü ile sınırlı olmak üzere tapu sahiplerine dönmesi kuralı getirildiğinden 3402 sayılı Kanunun 20/C. maddesi gereğince kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı gözetilip, taşınmazın orman sınırları dışında kaldığı belirlenen ve bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölümü tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek, dava dışı 124, 126 ve 127 sayılı parsellerden başlanarak ve dava dışı 125 ve 129 sayılı şahıs parselleri ile bağlantısı kesilmeyecek biçimde uygulanması, 23880 m² yüzölçümü ile kapsadığı alan belirlenip, bilirkişiye krokisinde işaretlettirilmesi, çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün eski tarihli tesbite esas alınan tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamında kalan bölümüne ilişkin Hazine davasının reddine, tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı dışında kalan bölümüne ilişkin davasının ise kabulüne karar verilmesi...” gereğine değinilerek çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 15645 m² bölümüne ilişkin olarak bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli taşınmazın tapu kaydının kısmen iptaline, teknik bilirkişi .... tarafından düzenlenen 23.11.2010 günlü rapor ve eki krokide yeşil renkli kalemle işaretli (A) harfi ile gösterilen 3600 m² bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, aynı krokide (B) ve (C) harfi ile gösterilen toplam 23880 m² kısmın davalılar adına tapu kaydının aynen devamına, ayrı ayrı 1.100.-TL maktu vekalet ücretinin karşılıklı olarak taraflara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 1979 yılında yapılıp 18.06.1980 tarihinde ilân edilerek 18.06.1981 tarihinde kesinleşen (itirazlı yerlerde komisyon kararlarının 10.03.1981 tarihinde ilân edilerek 10.03.1982 tarihinde kesinleşmiştir) aplikasyon, orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp, 27.06.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Gökçam Köyünde 1963 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, 128 parsel sayılı 27500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, K. Evvel 1312 tarih ve 118 numaralı sicilden gelen Mayıs 1948 tarih ve 77 sıra numaralı tapu kaydı ve 326 tahrir numaralı vergi kaydı esas alınıp, Ahmet Öğke adına tesbit edilmiş, satış yoluyla davalı gerçek kişilere geçmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra (A) harfi ile gösterilen 3600 m² bölümün orman olarak tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; Daire bozma kararında çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1663 m² bölümünün kesinleşmiş orman sınırı içinde, (B) harfi ile gösterilen 15645 m² bölümünün 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, (C) harfi ile gösterilen 10172 m² bölümünün ise kesinleşmiş orman sınırı dışında kaldığının kabul edildiği, davalıların dayandığı 1312 tarih 118 nolu tapu miktarı olan 23880 m² kadar kısmın (C) harfi ile gösterilen bölümü ve (B) harfi ile gösterilen bölümü birlikte olarak belirlenmesi sonucu 23880 m² yer için davanın kabulüne karar verilmesinin açıklandığı, miktar fazlası olup 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldığı belirlenen bölüme ilişkin olarak açılan davanın reddine karar verildiği halde, mahkemece miktar fazlası kısmın Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gözönüne alınmadan orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle, hükme esas alınan fen ve orman bilirkişisinden ek rapor alınarak, davalıların dayandığı ve çekişmeli taşınmazın tesciline dayanak alınan Kanuni evvel 1312 tarih 118 sıra nolu tapu kaydının miktar fazlası olup orman sınırı dışına Hazine çıkarılan taşınmaz bölümünün miktarı belirlenmeli, bundan sonra 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun uyarınca 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağı gözetilmeden davacı Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.