3. Hukuk Dairesi 2012/21234 E. , 2012/25884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 15.000,00 TL bedelli takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın ... açısından kısmen kabulü; ... açısından reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından mürafaa istemli olarak ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların iki daire ve 3 dükkana iştirak halinde malik olduklarını, davalıların dairelerde oturup, dükkanların kirasını aldıklarını, müvekkilinin bu taşınmazlardan faydalanmasına izin vermediklerini; ecrimisil alacaklarının tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını belirterek; davalıların takibe vaki itirazlarının iptali ile kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinden ..."in davaya konu taşınmazlardan faydalanmadığını belirterek; davalı ... yönünden davanın reddini savunmuş; diğer müvekkili ..."nın 1. kattaki dairede oturduğunu kabul etmiş; 2. kattaki dairede müvekkillerinin annesi; davacının babaannesi olan ..."in ölünceye kadar oturduğunu; dükkanların kirasını ölünceye kadar ..."in aldığını; ..."in ölümünden sonra taşınmazlardan müvekkili ..."nın tek başına faydalanmaya başladığını beyan ederek; dava konusu dönemin başından; ..."in ölüm tarihine kadar olan dönem için davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalı ... yönünden davanın reddi, davalı ... yönünden kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Hüküm her nekadar davacı vekili tarafından "Duruşma" istemli olarak temyiz edilmiş ise de; miktar yönünden duruşma isteminin reddine karar verilerek; temyiz incelemesi dosya üzerinde yapılmıştır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; ecrimisil alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar 2 daire ve 3 dükkana iştirak halinde maliktirler. 1.kattaki dairede davalı ..."nın oturduğu; 2.kattaki dairede ölünceye kadar davacının babaannesi, davalıların da annesi olan ..."in oturduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Temyize konu uyuşmazlık; davaya konu 3 dükkanın kiralarını ..."in sağlığında davalı ..."nın alıp almadığı yönünde toplanmaktadır.Türk Medeni Kanununun 6.maddesi gereğince kanun aksini emretmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispatla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 190.maddesinde de bu ilke "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" şeklinde tekrarlanmıştır.Somut olayda ispat yükü; dükkan kiralarını davalıların aldığını iddia eden davacı tarafa düşmektedir. Ancak davacı iddialarını ispat için delil sunmamıştır. Davalı taraf 3 tanık dinletmiştir. Dinletilen tanıklar dükkanların kiracıları olup; kiraları kime verdiklerini beyan etmiştirler.Mahkemece dinlenen 2 tanık; dükkanların kirasını sağlığında ..."in; onun ölümünden sonra ..."nın tahsil ettiğini söylemişlerdir. 3.tanık ise ..."in sağlığında da kiraları davalı ..."nın aldığını beyan etmiştir. Mahkemece 3.tanığın beyanlarına itibar edilmiş; ..."in sağlığında da dükkan kiralarını davalı ..."nın aldığı kanaatine varılarak; bu yönde hesap yapılarak hüküm tesis edilmiştir.
Tanık beyanı takdiri bir delil olup hakim; tanıkların ifadeleri ile bağlı değildir. Nitekim hakim, tanığın doğru söylemediğini başka delil ve belirtilerle anlarsa, tanık ifadelerinin aksi yönde de karar verebilir. Fakat; tanık ifadelerini serbestçe takdir ederken sadece hakimin vicdani kanaati yeterli olmayıp, hükümde tanık ifadesinin neden kabul edildiğinin veya edilmediğinin belirtilmesi gerekir. Aksine inandırıcı delil ve olaylar mevcut olmadıkça, asıl olan tanık beyanlarının doğru kabul edilmesidir.Tespit edilen olgulara ters düşmeyen ve davacı tarafından aksine inandırıcı delil ve olay gösterilmeyen davalı tanıklarından 2"sinin beyanına niçin itibar edilmeyip 3. tanığın beyanına itibar edilip, hükme esas alındığı belirtilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup; bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.