3. Hukuk Dairesi 2012/21863 E. , 2012/25885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 14.900,00 TL için itirazın iptali ile inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait aracın davalı tarafça onarıldığını, onarımdan iki gün sonra araçta motor kilitlenme arızası oluştuğunu; mahkeme kanalı ile yapılan tespit ile arızanın, davalı tarafça yapılan ilk onarımın ayıplı ifasından kaynaklandığının belirlendiğini; belirlenen zarar miktarının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; tamir tarihi ile tespit tarihi arasında 40 günlük süre bulunduğunu; davacının bu 40 günlük süre içinde aracını çalıştırmadığını ve aracın davalıya teslim edildiği anda yağ soğutucusuyla, ana muylu yataklarının arızalı olduğunu ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacıya ait araçtaki arızanın, onarım için davalıya teslim edildiği anda mevcut olduğu, davalının aracı gereği gibi muayene etmemesi nedeniyle arızayı teşhis edemediği veya arızanın tevdi anında yağ soğutucusu ve ana muylu yatağına talaş kaçırması neticesinde meydana geldiği, bu sebeple davalının ikinci arızanın giderilmesi amacıyla yapılan masraflardan sorumlu olacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Her ne kadar davacı vekili katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesinde; itirazın iptali istenen icra dosya numarasının 2009/1260 olduğunu, hükümde 2008/9049 şeklinde yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesini talep etmiş ise de; bu mahkemece her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğindedir.Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davada, ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmektedir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu; davacıya ait aracın 08.09.2008 tarihinde davalı tarafından onarılarak davacıya teslim edildiği çekişmesizdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının onarım için kendisine bırakılan aracı gereği gibi muayene edip-etmediği; arızayı doğru teşhis edip-etmediği; tamiri gereği gibi yapıp yapmadığı; arızanın ilk tamirden kaynaklanıp- kaynaklanmadığı noktalarında toplanmaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporu taraflar arasındaki bu uyuşmazlığı çözecek nitelikte, somut ve bilimsel veriler içermemekte, Yargıtay denetimine elverişli bulunmamaktadır.Raporda; "...davalının tevil yollu beyanına göre davacıya ait iş makinasındaki arızanın onarım için tevdi edildiği sırada mevcut olduğu, davalının aracı gereği gibi muayene etmediği için arızayı teşhis edemediği veya tevdi anında yağ soğutucusu ve ana muylu yataklarında bir arıza olmamasına rağmen makinenin bilinen arızalarının giderilmesi için yapılan çalışma sırasında yağ soğutucusu ve ana muylu yatağına talaş kaçırılması neticesinde meydana geldiğinin kabulü ile ilk onarımı müteakip oluşan ikinci arızanın giderilmesi amacı ile meydana gelen masraftan sorumlu olacağı..." belirtilmiştir. Bilirkişi raporu hazırlanırken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenlerin bilimsel verilere uygun olarak göstermesi zorunludur. Mahkemece benimsenen hükme esas alınan bilirkişi raporu soyut açıklamalara dayandığından hükme dayanak alınamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden yetersiz bilirkişi rapor esas alınarak; ilk tamir ile ikinci arıza arasındaki illiyet bağı yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile davalının sorumluluğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; ilk tamir tarihi ile tespit tarihi arasındaki 40 günlük sürede aracın çalışıp çalışmadığı; çalışmamışsa tespit için neden uzun süre beklendiği hususu davacı tarafa açıklattırılmalı, ardından araçtaki arızasının doğru teşhis edilememesi ya da yapılan tamir sırasında yağ soğutucusu ve ana muylu yatağına talaş kaçırılması halinde; aracın ne kadar süre mevcut haliyle çalışabileceği, arızanın ne zaman ortaya çıkacağı hususlarını somut ve bilimsel verilere dayalı olarak açıklayan, ihtimal hesabı içermeyen, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınmalı; tamirle arıza arasındaki illiyet bağının varlığı araştırılıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.