3. Hukuk Dairesi 2012/21218 E. , 2012/25887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 7.603,12 TL bedelli takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm mürafaa talepli olarak davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazlardan Yenimahalle"de bulunan daireyi davalı ile birlikte 12 yıl boyunda aile konutu olarak kullandıklarını, ... "de bulunan büroyu ise kendisinin avukatlık bürosu olarak kullandığını, taşınmazlar için zorunlu giderler yaptığını, davalının zorunlu giderlere katkıda bulunmadığını, yapmış olduğu giderlerin tahsili için davalı hakkında başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek; itirazının iptali ile inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davalının işyeri olarak kullandığı büronun kapısını 2003 yılında değiştirdiğini, 2008 yılında değiştirmiş gibi kötü niyetli olarak bedelini talep ettiğini, dairenin çelik kapılı olduğunu, davacının kapıyı ve kombiyi değiştirmesinin yersiz ve gereksiz olduğunu, pencere doğramalarının sağlam olduğunu, boya ve badana işlerinin olağan işler olduğunu, bunları davacının iyi niyet kuralları içinde yapması gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; dava konusu taşınmazlardaki tamirat ve tadilat giderleri toplamının 7.450,00 TL olduğu, TMK"nın 186. maddesi uyarınca eşlerin birliğin giderlerine katılmak zorunda oldukları, davalı eşin giderlerden % 50 oranında sorumlu olacağı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü cihetine gitmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Hüküm her nekadar davacı tarafından ... istemli olarak temyiz edilmiş ise de; miktar yönünden duruşma isteminin reddine karar verilerek; temyiz incelemesi dosya üzerinde yapılmıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava; mülkiyeti davalıya ait olup, davacı tarafından büro ve mesken olarak kullanılan taşınmazlara, davacı tarafından yapılan faydalı ve zorunlu masrafların davalı malikten tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini belirlemek hakimin görevidir. (HMK. 31.md; HUMK"nın 76.madde) Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdüğü maddi olaylar, sonuç ve istemlerle bağlı olup; tarafların dayandığı kanun hükümleri ve onların nitelendirmeleriyle bağlı değildir. Bunun doğal sonucu olarak hakim, kanunları doğrudan doğruya uygulayarak iddia ve savunmadaki sonuç ve istemleri karara bağlamakla yükümlüdür.O halde Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yapılan masrafların iadesi istemi olarak nitelendirilmesi ve uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda çözümlenmesi gerekir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz Zenginleşme; geçerli olmayan veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. 02.02.1991 gün, 1990/1 E-1991/1 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının oturduğu konutun aile konutu olarak özgülendiği, tarafların dava tarihi itibariyle evli oldukları ancak ayrı yaşadıkları, yargılama aşamasında boşandıkları anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez.Dava konusu olayda, davacının büroyu ve daireyi dava tarihinde hala kullandığı anlaşıldığına göre yukarıda açıklanan ilke gereğince mahkemece öncelikle davacının hala kullanımında olan taşınmazlar yönünden bu davayı açıp açamayacağı, diğer bir anlatımla dava açma hakkının varlığı araştırılıp; hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçelerle davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.