3. Hukuk Dairesi 2012/21892 E. , 2012/25893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 8.000,00 TL ecrimisil ile 1.000 TL ağaç bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece ecrimisil talebinin reddi; ağaç bedeli isteminin atiye bırakılması cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkillerine ait dava konusu taşınmazı hakkı olmaksızın kullandığını, müvekkillerinin taşınmazda seracılık yapmalarını ve gelir elde etmelerini engellediğini; müvekkillerince dikilmiş bulunan taşınmaz içindeki ağaçları kesip faydalandığını belirterek; 5 yıllık ecrimisil bedeli olarak 8.000,00 TL ile 1.000,00 TL ağaç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir. Davacı vekili mahallinde yapılan keşif esnasında; ağaç bedeli istemlerini atiye bıraktığını beyan etmiştir.Davalı; dava konusu taşınmazı 1993 yılında ... adlı kişiden 4000 Marka satın aldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın bir kısım tapu malikleri tarafından kendi paylarına hasren açıldığı; bu davanın tüm paydaşlar tarafından birlikte açılması ve yürütmesi gerektiği; davacılardan ..."ın dava tarihinden önce ölmesi nedeniyle taraf ehliyetinin olmadığı, davacılar vekilinin davacı ... yönünden davaya vekalet ehliyetinin bulunmadığı; davacı ..."ın dava konusu taşınmazın maliki olmadığı; davacıların taraf sıfatı bulunmadığı gerekçeleri ile ecrimisil davasının reddi ile ağaç bedeli istemine ilişkin talebinin atiye bırakılmasına karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; davacı paydaşların; paydaş olmayan kişiye karşı açtıkları ecrimisil talebidir.Taraf ehliyetinin varlığı dava şartlarındandır. Bu nedenle, davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olup olmadığı mahkemece kendiliğinden gözetilir ve dava esasa girilmeden reddedilir.
Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitirir.
TMK"nın 640 ve 702. maddeleri gereğince; miras ortaklığının tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından zorunlu dava arkadaşlığı hükümleri gereğince birlikte açılması gerekir. Ancak mahkemenin; mirasçının kendi başına aştığı davayı hemen reddetmemesi; diğer mirasçıların davaya katılmasının sağlanması ve terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermesi gerekmektedir.Dosya içeriğinden dava konusu taşınmaza; ... , ..., ..., ... , ... , ..., ... ve ... "ın iştirak halinde malik oldukları; davacılar vekilinin davayı; ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... ve ... adına açtığı; davacılardan ... "in; davadan önce öldüğü; geride mirasçı olarak davacı ... "yi ve dava dışı ... "i bıraktığı; yalnızca ölü davacı ..."in eşi ... "in davada davacı sıfatı ile yer almadığı anlaşılmaktadır.
Her nekadar davacılardan ... "in dava tarihinden önce öldüğü ve davada taraf ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmış ise de; 6100 sayılı HMK"nun 124. maddesinin 3. ve 4. bentleri ile "tarafta iradi değişiklik" başlığı altında yapılan yeni düzenlemeye göre; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebileceği için mahkemece, dava dilekçesinde davacı olarak ... "in gösterilmesi gerekirken yanlışlıkla ölü eşi Selim"in gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgı olarak görülmesi ve karşı tarafın rızası aramaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilmesi gerekirken; davanın reddi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; ... "in davaya katılmasının sağlanması için davacı vekiline uygun bir süre verilmeli, hasıl olacak sonuç dairesinde işin esasına girilerek hüküm tesis etmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.