3. Hukuk Dairesi 2012/15904 E. , 2012/25905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde mirasbırakan... ’e ait vasiyetnamenin iptali (ıslah ile olmadığı takdirde tenkisi) istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar ... ve ... ile vekili Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar vekili Av. ... geldi. Gelen davacılar ile vekilinin ve davalılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin karara bağlanması için belirlenen güne dosyanın bırakılması uygun görüldü.
Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R
Davacılar vekili dilekçesi ile; mirasbırakan baba ... ’ün ikamet ettiği ... ’da vefat ettiğini, mirasbırakanın sağlığında eşi olan davalı ... ile ... ’da noterde düzenlediği 25 07.2004 tarihli ortak vasiyetname ile; kendisini ve davalı eşini tek mirasçı, müşterek çocukları olan davalı ...’ü ise son varis olarak tayin ettiğini, müvekkillerinin miras haklarını kısıtlayan bu vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar ve yüklemelerin hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, ayrıca mirasbırakan ve davalı ...’nin Türk vatandaşı olmaları nedeniyle vasiyetnamenin Türk Hukuku ile öngörülen geçerlilik şartlarını taşımadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiş, 28.06.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile vasiyetnamenin iptali talebi kabul edilmediği takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakan ile müvekkili ... ’nin ... Noterliğine düzenlettirdikleri vasiyetnamede önce yekdiğerlerini, sağ kalan eşin ölümü halinde müşterek çocukları olan müvekkili ... ’i mirasçı olarak tayin ettiklerini, kısaca mirasbırakan ile müvekkili ... ’nin kendi kişisel mal varlıkları hakkındaki tercihlerini anılan vasiyetnamede somutlaştırarak terekelerinin nihai olarak davalı ...’e intikal etmesini istediklerini, böyle bir arzuyla ilgili irade beyanını içeren çekişmeli vasiyetnamenin ahlaka ve hukuka aykırı olduğunun ileri sürülemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; “ Dava vasiyetnamenin iptali istemidir. Tarafların murisi ... ... ’da ... Noterinde vasiyetname düzenlemiştir. Davalının itirazı nedeniyle vasiyetnamenin tercümesi yeniden yaptırılmıştır. Buna göre muris ... ile davalı ... birbirlerini karşılıklı olarak mirasçı nasbetmişlerdir. Bu vasiyetname ortak vasiyetname niteliklidir. Nihai mirasçı olarak ...’ü belirlemişlerdir. Vasiyetname ... ’da yapıldığı için 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 20. maddesindeki 4 nolu bendindeki atıf gereğince uygulanacak olan aynı kanunun 7. maddesi uyarınca geçerli sayılması gerekir. Çünkü vasiyetname ... Kanunlarına aykırı değildir. Şekil sorunu yoktur. Bu vasiyetname hukuka ve ahlaka aykırılık teşkil etmez. Çünkü tenkis olanağı vardır. Davacı ıslah dilekçesi ile davasını tenkise çevirmiş ise de murisin mal varlığını ve terekesinin nelerden ibaret olduğunu ispatlamamıştır. Mal varlığı belirlenmediğinden tenkis talebinin kabulüne de olanak yoktur. Yasal koşulları olmayan davanın reddi gerekir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 20. maddesi; “Miras ölenin millî hukukuna tâbidir. Türkiye"de bulunan taşınmazlar hakkında Türk Hukuku uygulanır.Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
Türkiye’de bulunan mirasçısız tereke Devlete kalır.Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir.Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir.” hükmünü içermektedir.Aynı yasanın 7.maddesine göre; “Hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir.”
Somut olayda; mirasbırakan, eşi olan davalı ... ile birlikte vasiyetname düzenlemiş olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Birden fazla mirasbırakanın ölümlerinden sonra hüküm ifade etmek üzere, mamelekleri üzerinde tek taraflı olarak tasarrufta bulunmak gayesiyle, birlikte arzularını açıklamalarına ortak vasiyetname denir. Ortak vasiyetnamelerin, bu nitelikte olabilmeleri için önemli olan, vasiyetnamelerin bir tek işlemde birleşmeleri olmayıp birden fazla şahsın mamelekleri üzerinde birlikte tasarrufta bulunma müşterek iradelerinin varlığıdır (Dr.Mustafa Dural, Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi 1969/4, s. 16). Daha başka bir ifade ile aynı işlemle yapılan birbirleriyle iç içe geçmiş ve biri diğerine bağlı vasiyetnameler ortak vasiyetname sayılır (Yargıtay 2. HD. 02.03.1990 gün ve 9067 E - 2434 K).Mirasbırakan, Türk vatandaşıdır. Mirasbırakan ile davalı ...’nin düzenlemiş olduğu ortak vasiyetname, bu hali ile mirasbırakanın millî hukuku olan Türk Hukukuna uygun şekilde yapılmamış olduğundan geçersiz olup iptali gerekir.Mahkemece, mirasbırakanın milli hukukuna uygun olmayan vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 900 TL vekâlet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.