Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8364
Karar No: 2013/6472
Karar Tarihi: 10.06.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8364 Esas 2013/6472 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/8364 E.  ,  2013/6472 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Paşalı Köyünde 1978 yılında yapılan ve 18.01.1978 ilâ 16.02.1978 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosunda, 577 sayılı parsel sayılı 10900 m² yüzölçümündeki taşınmaz 3573 Sayılı Zeytinciliğini Islahı İle İlgili Kanun Hükümlerine göre oluşturulan Mart 1961 tarih 12 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak, 750 parsel sayılı 6200 m² yüzölçümündeki taşınmaz Ağustos 1288 Y: tarih ve 81 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak davacı adına tespit ve tescil edilmiş, 580 parsel sayılı 20900 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise 577 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı miktar fazlası olarak Hazine adına yapılan tespitine davacının itiraz üzerine Tapulama Komisyonunca Ağustos 1288 Y: tarih ve 80 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek ... adına tesciline karar verilmiş ve kesinleşmiştir. 580 sayılı parsel daha sonra 3542 m² yüzölçümlü 809, 5475 m² yüzölçümlü 810 ve 6869 m² yüzölçümlü 811 sayılı parsellere ifraz edilmiş ve 578 sayılı parsel ise 1125.00 m2 olarak incir ağaçlı bahçe vasfı ile ... adına tesbit edilmiştir.
    Davacı, Paşalı Köyü 577, 578, 750, 809, 810 ve 811 sayılı parsellerin 1949 yılında yapılan ilk orman kadastrosu sınırları dışında olduğu halde, 1989 yılında yapılıp 25.12.1990 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile orman sınırları içine alınmasının yanlış olduğunu bildirerek tapu ve vergi kaydı ile zilyetliğe dayanarak işlemin iptalini istemiştir. Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı ... vekilinin hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.11.2005 tarih ve 2005/8350 - 13295 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacı, 03.05.1999 tarihli keşifte, çekişmeli 578 sayılı parsel hakkındaki davasını takip etmeyeceğini bildirerek işlemden kaldırılmasını istemiş, keşif tutanağına geçirilen ara kararı ile bu parselle ilgili davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği halde, davanın karara bağlandığı 23.11.2004 tarihinde 578 sayılı parselle ilgili davasını takip edeceğini söylemiş; ancak, harç yatırmamış, mahkemece bu parsel hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. H.M.U.K’nun 409/1. madde gereğince takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırılan davaların aynı maddenin 5. fıkrası gereğince 3 ay içinde yenilenmemesi halinde açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda bu olgu gerçekleştiğinden, 578 sayılı parselle ilgili davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu, somut olayda; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, ilk orman tahdit işlemi, 1949 yılında yapılıp kesinleşmiş, 3373 sayılı Kanunun yürürlük döneminde, ilk orman tahdidinin aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılarak sonuçları 25.12.1990 tarihinde birlik merkezine asılmak suretiyle ilân

    edilmiş, 25.06.1991 tarihinde 6 aylık askı ilân süresi geçmiş ve işlem kesinleşmiştir. Davacı 17.04.1998 tarihinde bu işleme karşı 10 yıllık hak düşürücü süre bitmeden, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince tapuya dayanarak dava açmıştır. Dava esas itibariyle hatalı aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde olup, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru olmadığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında seri bazında orman kadastrosu yapılmışsa 3373 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi, orman sınırları dışında bırakılmış taşınmazlarla ilgili orman kadastrosu yapılabilir. Ancak, mahkemece, bu konuda bir araştırma yapılmadığı, orman sınırları içindeyken 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı İle İlgili Kanun Hükümlerine göre tevzi edilip imar ve ihya koşulları tamamlanması sonucu hak sahipleri adına tescil edilen 3373 sayılı Kanun döneminde yapılan aplikasyonla ya da yeniden yapılacak orman kadastrosu ile orman sınırları içine alınamaz. Ancak, çekişmeli parsellerin 1949 yılında yapılan orman kadastrosunda ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Hakkındaki Kanun hükümlerine ve aplikasyon işleminde ne gibi bir işleme tabi tutulduğu tereddüde yer bırakmayacak biçimde saptanmadığı, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis, imar ihya ve tescil aşamalarından geçerek tapuya bağlanan taşınmazların orman sınırları dışına çıkarıldığının kabulü gerekeceği, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve krokilerinde, çekişmeli 750 sayılı parselin 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışındayken 1989 yılında yapılan davaya konu işlemde orman olarak sınırlandırıldığı, 577 sayılı parselin Mart 1961 tarih ve 12 sıra numaralı Zeytincilik Tapusu kapsamında kaldığı, 580 sayılı parsel ifrazen oluşan 809, 810 ve 811 sayılı parsellerin 1949 orman kadastrosu sınırları içinde olduğu, 810 sayılı parselin kısmen 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmişse de, 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin harita ile 1989 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin harita arasında, çekişmeli taşınmazları ilgilendiren aynı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hatları arasında açı ve mesafeler yönünden çelişkiler bulunduğu, bilirkişilerin uygulayıp raporlarına ekledikleri haritanın ve dosyasına getirilen haritaların hangi çalışmalar sonunda düzenlendiği uzman bilirkişilerin uyguladıklarını söyledikleri haritaların hangisinin hangi tarihte üretildiği anlaşılamadığı belirtilerek,
    Mahkemece, öncelikle, çekişmeli 577 sayılı parsele uygulanan Mart 1961 tarih 12 numaralı Zeytincilik Tapusunun oluşumuna ilişkin tüm kayıt ve haritaları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama ve çalışma, sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli yerleri orman sınır noktaları ile birlikte gösterir 1949 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu haritası (tarihi üzerine yazılmak koşuluyla), yine 1989 yılında yapıldığı anlaşılan işleme ilişkin işe başlama ve çalışma, sonuçlarının askı ilân tutanakları ile bu işleme ait çekişmeli yeri orman sınır noktaları ile birlikte gösterir orman kadastrosu ve aplikasyon haritası (tarihi üzerine yazılmak koşuluyla) bulunduğu yerden getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte 1949 ve 1989 yıllarında yapılıp kesinleşmiş tahdit ve aplikasyon haritaları ve tutanakları ile 577 sayılı parselin kadastro tespitine esas alınan Zeytincilik Tapusunun dayanağı zeytincilik paftası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 10 ya da 15 adet orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli 577, 578, 750 ve 580 (809, 810, 811) parsel sayılı taşınmazların tahdit hatlarına göre konumları ve Zeytincilik Tapusu içinde kalan bölümleri duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit ve aplikasyon hatları ile irtibatlı, zeytincilik parselasyonunu ayrı renkli kalemlerle gösterecekleri müşterek kroki düzenlettirilmeli,

    Böylesine yapılacak bir uygulama sonucu 1949 yılında seri bazında olmayan orman kadastrosu sınırları dışında bırakılan yada 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre usûlünce tahsis, tevzii, imar ihya ve tescil işlemleri tamamlanmak suretiyle tapusu verilen ve itiraza konu işlemle orman olarak sınırlandırılan bölümlere ilişkin davanın kabulüne, 1949 yılında seri bazında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan ya da 1949 yılında seri bazında yapılan orman kadastrosunun dışında olduğu halde, 1989 yılında yapılan orman kadastrosu sınırları içine alınıp da eski tarihli resmî belgelerde orman sayılan ve 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre zeytincilik tapusu da bulunmayan bölümlere ilişkin davanın reddine, yine 1949 ve 1989 yılında yapılan işlemde orman ve aplikasyon sınırları dışında bırakılan bölümlere ilişkin davanın da hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu” denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Paşalı Köyü, 577 ve 810 parsel sayılı taşınmazların bilirkişi raporuna ekli krokide sırasıyla (A) ve (C) harfleriyle gösterilen sırasıyla 10630,50 m²  ve 5530,00 m² yüzölçümündeki bölümleriyle ilgili yapılan 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B madde uygulamasının ve hatalı aplikasyon uygulamasının iptaline ve 577 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi gösterilen, 810 parsel sayılı taşınmazın ise krokide (D1) ve (D2) harfleriyle gösterilen bölümlerine ilişkin taleplerin reddine, 809 ve 811 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili açılan davanın tümden esastan reddine, 750 parsel sayılı taşınmazla ilgili açılan davanın ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine ve son olarak 578 parsel sayılı taşınmazla ilgili açılan davanın 6100 sayılı HMK" nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ile Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde tapuya dayalı olarak açılan orman kadastrosu ve aplikasyon işleminin iptaline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 25.12.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarla evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 Sayılı Kanunun 3302 Sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi