3. Hukuk Dairesi 2015/7054 E. , 2016/3997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; 10 yıl önce geçirdiği yüz germesi ve burun ameliyatının revizyonu nedeniyle davalıya müracaat ettiğini, alın, alt göz kapağı ve üst dudağına yapılan müdahalelerin, davacının istemi dışında olduğunu, alında fazla doku kesilip çıkartıldığından gergin kapatılan hem alın bölgesi, hem de saçlı deride ileri derecede dolaşım bozukluğu ve doku ölümü meydana gelerek kalıcı kelliğe neden olduğunu, alındaki bu izlerin düzelmesine ve eski hale dönmesine imkan olmadığını, burun bölgesinde üst dudağa yapılan müdahalenin de aşırı iz bırakmaya meyilli şekilde planlandığı ve hiçbir şekilde tam olarak düzeltilemez durumda olduğunu, alt göz kapaklarındaki müdahalelerin yanlış planlanması sonucu ağır hasarlar meydana geldiğini, yüzdeki hasarın kalıcı olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ameliyat ve ameliyata bağlı masraflar için 15.000TL maddi ve yaşadığı manevi çöküntü nedeniyle 120.000TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının geçirdiği daha önceki ameliyat nedeniyle burun sırtında çökme, burun ucunda sivrilik, kanatlarında asimetri ve deformasyonlar, göz çevresi altı ve üst kapaklarda yağ torbalanmaları, sol alt göz kapağında fazla deri çıkartıldığından göz akının belirgin görünlmesi, göz kapaklarında asimetri, kulak memelerine eski kesi hattının aşağıya doğru çekilmesi nedeniyle yuvarlaklığının kaybolması, alında yatay çizgilerle iki kaş arasında dikey çizgilerde derinleşme, tüm yüzde deformasyonlar tespit edildiği, davacının muvafakatının alındığını, kusurunun bulunmadığını, ameliyat sonrası davacının muayene ve tedavilerini aksattığını, operasyonun sonucuna etkisi hakkında uyarıldığı halde sigara içmeye devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; maddi tazminat talebi yönünden, davalının, Yüksek Sağlık Şurası" nın 02.10.2009 tarihli kararı ile 8/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, mahkemece yargılama esnasında aldırılan heyet raporuyla davacıya yapılan estetik operasyonun sonucunun amacına ulaşmadığının belirlendiği, davacının düzenli gelir ve olay nedeniyle psikolojik tedavi gördüğünü ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 6.973,70TL maddi tazminat; manevi tazminat yönünden ise, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların sosyal ekonomik durumu, davacının olay nedenilyle yaşadığı üzüntü gerekçesiyle 3.500 TL manevi tazminatın operasyon tarihi olan 11/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava konusu uyuşmazlık, estetik amaçlı yapılan ameliyat neticesinde, yüklenicinin hatasına dayalı olarak işin sözleşmeye uygun yapılmaması nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada mevcut 17.02.2006 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunun incelenmesinde; "30.12.2005 tarihli muayenede, alında saçlı deride 12cm uzunluğunda en dar yeri 0,5 cm, en geniş yeri 3 cm olan ve ortada arkaya doğru olan 2 cm uzanan deriden daha çökük ve daha açık renkte nedbe alanı, sağ burun kanalı lateralinden sol burun kanadı lateraline kadar burun tabanında seyrederek uzanan bazı alanların düzgün olmayan 1-2 mm genişliğinde deriden açık renkte ve yeryer deriden daha kabarık nedbe, saçlı deri içinde koronal insizyona ait bir kulak üstünden diğer kulak üstüne kadar uzanan yer yer 2-3 mm genişliğinde nedbe, iki kulak önü ve kulak memelerinden dolaşarak arkada saçlı deri sınırında da devam eden yüz germe insizyon nedbesi, her iki alt ve üst göz kapaklarında blefaroplasti insizyon nedbesi" saptandığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin takdirindedir. Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkını Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır.
Manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı, sıfatı, iştigal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek, takdir hakkını etkileyebilecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir.
Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bu para bir ceza olmadığı gibi hükmedilecek manevi tazminatla bu malvarlığı zararlarının karşılanması da amaçlandığından tazminat miktarının onun amacına göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, takdir edilecek miktar elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı tarafından gerçekleştirilen estetik operasyon sonrasında, davacının ATK raporuyla tespit edilen zararının oluştuğu ve bu zararın oluşumunda davalının Yüksek Sağlık Şurası kararı ile 8/8 oranında kusurlu bulunduğu nazara alındığında, takdir edilen manevi tazminat miktarının, meydana gelen zararın ağırlığı karşısında, manevi huzuru gerçekleştirmeye yeterli bulunmadığı, yaşanan olayın özellikleri, davacının tespit olunan maluliyet oranı ve olayın oluş şekli nazara alındığında, takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.