16. Hukuk Dairesi 2014/4318 E. , 2014/6037 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AZDAVAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/97-2013/168
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K.. Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 45, 67, 144, 155, 257, 280, 290, 118 ada 17, 50, 159, 168, 130 ada 39, 47 parsel sayılı sırasıyla; 739.63, 1.075.18, 467.09, 5.341.70, 1.586.07, 4.885.42, 6.079.83, 790.73, 1.727.66, 1.390.53, 7.657.79, 3.636,34 ve 1.906,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle B.. B.. ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı F.. Y.., tapu kaydı ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında H.. Y.., miras yolu ile gelen hakka dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve müdahil H.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacının dosyaya sunduğu tapu kayıtlarının dava konusu yerlere uyumlu olmadığı, kök murisin ölümü üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen C.. B.. ve onun mirasçılarının dava konusu yerleri kullanımına itiraz eden kimsenin olmaması ve zilyetlik süresinin nizasız ve fasılasız olmasının kök muris B.. B.."un ölmeden önce bu yerleri oğlu C.. B.."a bıraktığının bir göstergesi olduğu; ayrıca asli müdahilin sadece kendi hissesini istemiş olması nedeniyle bu talebin ayrıca dava konusu edilip ayrı bir esasla görülmesi gerektiği gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak; her ne kadar davacı tarafın dayanağı tapu kaydının dava konusu taşınmazlara ait olmadığı anlaşılmış ise de mahalli bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazların öncesinin tarafların ortak miras bırakanı Bekir"e ait olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf da muris Bekir"in ölümü ile dava konusu taşınmazların miras bırakanları Cemil"e intikal ettiğini savunmuştur. Mahkemece taşınmazın ne sebeple davalı tarafa intikal ettiği sorulup saptanmadan, davalı tarafça açıkca paylaşmaya dayanılmadığı halde, uzun süreli kullanımın taksime karine kabul edildiğinin değerlendirilmiş olması da isabetsizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, muris Bekir terekesine dahil olan tüm taşınmazlar tespit edilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, ortak miras bırakana ait ise ve paylaşım iddiasına dayanılması halinde mirasçıları arasında paylaşım olup olmadığı, paylaşım yapılmış ise tüm mirasçıların veya yasal temsilcilerinin katılıp katılmadığı, paylaşımda kime neresinin düştüğü, kimin ne zamandır ve ne sıfatla taşınmazlara zilyet olduğu, paylaşmaya katılmayan mirasçı varsa miras hissesine karşılık ne aldığı hususlarından ayrıntılı bilgi alınmalı; önceki keşiflerde dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile arada çelişki oluşması halinde yöntemince giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil tüm taşınmazların tutanakları ve dayanakları ile komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, fen bilirkişisinden, keşfi izlemeye olanak tanır şekilde rapor düzenlenmesi istenmeli, usulünce yapılmış bir paylaşım olmadığı kanaatine varılırsa davacı F.. Y.. ve katılan Hafıza Yılmaz"ın miras payı uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.