3. Hukuk Dairesi 2016/1627 E. , 2016/4155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 03.11.2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av.... ile davalı ... vekili Av.... geldiler. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, kendisini T... T... ismiyle tanıtan şahıstan internet yoluyla satışa sunduğu 2008 model Fiat Doblo marka aracın, sözde araç maliki N... D... tarafından davacının babasına satış için Aliağa 2.Noterliğinden verilen vekaletname ile 13.000 TL bedelle davacıya satılıp teslim edildiğini, aynı şahsın bir gün sonra yine müvekkilinin işyerine gelip bu kez Ford Focus marka 2008 model aracı aynı yöntem ile bu kez R... Y... adıyla davacının babasına vekalet verilerek 20.000 TL bedelle İzmir 18.Noterliğinde satışının gerçekleştirildiğini, ancak daha sonra araçların satışları için Noterde sahte kimlik ile vekaletname çıkartıldığı tespit edilerek, Cumhuriyet Savcılığı"nca araçların gerçek sahiplerine teslim edildiğini belirterek, davalı her iki Noterin kusurlu davranışları ile sebep oldukları zararlar gözönüne alınmak suretiyle davalı ..."den 13.000 TL"nin davalı ..."den 20.000 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevabında; müvekkilinin ve işlemi gerçekleştiren katibinin işlem nedeniyle kusurlu olmadığını, vekaletname tanzimi esnasında kullanılan nüfus cüzdanının iğfal kabiliyeti bulunduğunu, davacının iyiniyeti ve iki günde iki aracı peşpeşe alacak parası bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiğini, sahtecilik yapanların dava edilmemesinin düşündürücü olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... vekili cevabında yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin gerekli özeni gösterdiğini, talepte bulunanın kimlik bilgilerini sistemde çıkan bilgilerle karşılaştırıldığını, satış işleminin davalı tarafından değil başka noter tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; noterlerin gerçek malik ve iyiniyetli alıcılar yönünden meydana gelecek zararlardan sorumlu olacağı, hatalı işlemlerde kullanılan nüfus cüzdanlarının iğfal kabiliyeti olduğunun noterlerce ispatlanması gerektiği, davalıların sözkonusu nüfus cüzdanlarının iğfal kabiliyeti olduğunu ispatlayamadıkları, alınan bilirkişi raporunda nüfus cüzdanlarının iğfal kabiliyeti olup olmadığı konusunda görüş bildirilemediği, bu durumda oluşan zarardan kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu oldukları gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekilleri temyiz etmektedirler.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, sahte kimlikler kullanılarak tanzim edilen vekaletname uyarınca yapılan araç satışları nedneiyle uğranılan maddi zararın davalı noterlerden ayrı ayrı tahsili istemine ilişkindir.
Noterlik Yasası"nın 162.maddesi gereğince noterler, yaptıkları işlemlerden doğan zararlardan dolayı kusursuz sorumludurlar. Tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu üzere, zarar gören davacı, davalı noterin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Zarar gören davacı yalnızca zararla eylem arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamak zorundadır.
Noterlik Yasası"nın 72.maddesi gereğince noter, iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tamamen öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir.
Bu bağlamda davalı noterler tarafından sahte kimlik belgesine dayanarak tanzim edilen vekaletnameler nedeniyle özen yükümlülüğünün aksatıldığını göstermekte olup, noterin eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının kesilmediği açıktır. Bu nedenle mahkemece, davalı noterlerin sorumluluğu cihetine gidilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, araç alım-satım işi ile iştigal eden ve oto galericiliği yapan davacının, araç alım-satımı konusunda mesleki tecrübesi de dikkate alındığında, satıcı ve araç hakkında yeterli araştırma yapmaması (tanımadığı biri ile yapacağı peşpeşe 2 gün içerisindeki araç alışverişine yönelik) tereddüt etmeden araçları satın alması, kasko değeri 28.000 TL olan araç için 20.000 TL, kasko değeri 17.000 TL olan araç için 13.000 TL ödemesi ve bu bedelleri talep etmesi, davacının somut olayda kendisinden beklenen özeni göstermediğini ortaya koymaktadır.
Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. (BK m.43/1; TBK"nın 51/1)
Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. (BK m.44; TBK m.52)
Hal böyle olunca mahkemece; davacının bölüşük kusuru nedeniyle, toplam zarar miktarından uygun bir indirim yapıldıktan sonra kalan miktardan davalı noterlerin sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının bölüşük kusuru olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı olarak, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı halde yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan birlikte tahsiline hükmedilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.