16. Hukuk Dairesi 2014/3163 E. , 2014/6124 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SOLHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2013
NUMARASI : 2011/76-2013/10
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davalıların tutundukları tapunun yöntemine uygun şekilde mahalline uygulanması, çekişmeli taşınmaza uygunluğunun saptanması halinde, tapu kaydı değişir nitelikte sınırlar ihtiva ettiğinden, 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20. maddesi hükmü uyarınca, kapsamının miktarıyla geçerli olduğu gözetilerek, miktarı kadar yerin, sabit ve değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle kapsamının belirlenmesi, miktar fazlası bölüm bakımından ise, davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 14. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, davalıların terör nedeniyle taşınmazı kullanamadıkları yönündeki iddialar üzerinde durulması, iddiaların geçerli olup olmadığının tartışılması ve Türk Medeni Kanunu"nun 976. maddesi hükmünün de bu konuda gözetilmesi, zilyetliğin kişilerin elinde olmayan sebeplerle ve gayri iradi olarak terkedilmiş olduğu sonucuna varılırsa, tapu miktar fazlası yönünden zilyetliğin kesilmeyeceğinin kabul edilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davalıların tutunduğu 03.08.1964 tarih ve 1 sıra nolu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı anlaşıldığına göre; taşınmazın özel çayır vasfında mı yoksa kamu malı niteliğinde çayır mı olduğu ayrıntılı olarak tespit edilmemiş, ziraat bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde doğal çayır bitkilerinin bulunduğu, tarımsal faaliyet yapılmadığı, bu nedenle tarım arazisi vasfında olmadığı belirtilmesine rağmen ziraat bilirkişi raporuna itibar edilmeme gerekçesi ayrıntılı olarak irdelenmemiş, komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilmemiş ve uygulamada bu kayıtlardan yararlanılmamıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve ayrıca 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve fen bilirkişisi aracılığı ile keşif icra edilmelidir. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, önceki bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.