20. Hukuk Dairesi 2013/4984 E. , 2013/6770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...Kasabasında 4339,46 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğunu ileri sürerek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adlarına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 22.05.2009 tarihli raporda 3500.70 m2 yüzülçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm Dairenin 25.05.2011 gün ve 2011/6577 - 6298 sayılı kararı ile “... çekişmeli taşınmaz orman sınırları dışında bırakıldığı tarihe kadar orman niteliğindedir. Öncesi orman olup bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemez. Orman kadastrosunun kesinleştiği 1988 yılı ile davanın açıldığı 2007 yılı arasında 20 yıllık zilyedlikle mülk edinme süresinin dolmadığ gözönünde bulundurularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ve gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır...” gereğine değinilerek oybirliği ile bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme istemi de Dairenin 03.10.2011 gün ve 2011/10756 - 10895 sayılı kararı ile oy çokluğuyla reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1985 tarihinde yapılıp 15.05.1986 - 15.05.10987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1987 tarihinde yapılıp 24.11.1988 tarihinde ilân edilerek 24.09.1989 tarihinde kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ile evvelce sınırlaması yapılmış yerlerde aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1957 yılında kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.
Her nekadar, mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sınırı dışında bırakıldığı tarihten itibaren dava tarihine kadar 20 yıl dolmadığından davanın reddinin gerektiğine ilişkin Daire bozma kararına uyularak hüküm kurulmuş ve Daire bozma kararı ile davalılar Orman Yönetimi, Hazine ve ... lehine usûlü kazanılmış hak doğmuş ise de,
bozma kararında maddi hata yapılması usûlü kazanılmış hakkın istisnası olup, mahkemece uyulan Daire bozma kararında da dava konusu taşınmazın orman sınırı dışına çıkarıldığı tarihe ilişkin olarak maddi hata yapılmıştır. Şöyle ki, tapuya kayıtlı olmadığından tescili talep edilen dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastrosu 1985 yılında yapılıp 15.05.1986 tarihinde 1 yıllık askı ilânına çıkartılarak 16.05.1987 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra, aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde çalışması yapılıp 24.11.1988 tarihinde ilân edilerek 6 ay sonra kesinleşmiştir. Daire bozma kararında taşınmazın orman sınırı dışında bırakılma tarihi olarak 24.11.1988 tarihinde ilân edilen aplikasyon işlemi kabul edilmiştir. Oysa; taşınmaz 16.05.1987 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sırasında orman sınırı dışına çıkarılmış ve bu işlem itirazsız kesinleşmiştir. Bu nedenle, T.M.K."nun 713. maddesi uyarınca 20 yıllık zilyetlik süresinin 16.05.1987 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğinden davanın açıldığı 03.10.207 tarihi itibariyle 20 yıllık süre dolmuştur. Taşınmaz başında 03.04.2009 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile keşif sonucu alınan uzman bilirkişi raporlarından, dava konusu taşınmazın % 3 - 4 eğimli, eski tarihli memleket haritalarında açık alanda, tarım alanlarının devamı niteliğinde olduğu, üzerinde 6- 7 yaşlı zeytin ağaçlarının bulunduğu, en az 30 yıldır tarım yapıldığı, 1985 tarihli orman kadastro tutanaklarında davacıların babasına ait olarak gösterildiği, resmi belgeleri ile tanık ve yerel bilirkişi beyanlarının birbirini doğruladığı anlaşılmakla taşınmaza ilişkin olarak zilyetlikle kazanım şartlarının davacılar yararına oluştuğu, çekişmeli taşınmazın genel arazi kadastro çalışmasında çalılık olarak tescil harici bırakıldığı nazara alındığında, düşük eğimli olması, eski tarihli memleket haritalarında açık alanda kaldığının belirlenmesi karşısında öncesinin orman olmadığından zilyetliğin orman sınırı dışında bırakıldığı tarihten de öncesine götürülmesi gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ve değerlendirmeler sonucu maddi hataya dayalı olarak verilen Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olu, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.