
Esas No: 2021/16460
Karar No: 2022/1608
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/16460 Esas 2022/1608 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/16460 E. , 2022/1608 K."İçtihat Metni"
İlk Derece Mahkemesi : İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2018 tarih ve 2017/292 - 2018/142 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme
Hüküm : TCK'nın 220/7 maddesi delaletiyle 314/2, 220/7-son cümle, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK'nın 62/1, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddesinin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanığın duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre; silahlı terör örgütü üyeliği suçundan CMK'nın 101/3 maddesi gereğince tutuklamaya sevk edilen ve tutuklu olarak yargılanan sanığın, savunmasının alındığı ilk celse kendisinin seçtiği bir müdafi bulunmadığı gibi CMK'nın 156 maddesi gereğince re'sen müdafi
görevlendirilmeyerek bulunduğu hal nedeniyle, delillere erişme ve savunma hazırlama imkanları itibariyle çekişmeli yargılamanın gereği olan "silahların eşitliği" ilkesinin ve Anayasanın 36, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddeleri ile teminat altına alınan adil yargılama hakkının ihlali sonucu doğuracak biçimde, adaletin selameti açısından gerekli olan müdafinin hukuki yardımından yararlandırılmadan sorgusunun tespit edilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanarak CMK'nın 101/3, 188/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edildiği görülmekte ise de; bilahare üçüncü celsede müdafi görevlendirilerek yargılamaya devam edilmiş olmasına, müdafi huzurunda okunan duruşma tutanakları ile beyanları kabul eden sanığın esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını da müdafi yardımından istifade ederek yapmış bulunmasına nazaran anılan hukuka aykırılığın hükümden önce telafi edildiği anlaşılmakla bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanığın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım ettiği kabul edilen sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK'nın 314/3 maddesinin de delalet maddesi olarak gösterilmesi gerektiği gözetilmeksizin atıf maddesi olarak sadece TCK’nın 220/7. maddesinin gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK'nın 303/1-c. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün birinci maddesindeki "5237 sayılı TCK'nın 220/7. maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2" ibaresinin çıkarılıp yerine “TCK'nın 314/3 ve 220/7. maddeleri delaletiyle TCK'nın 314/2” ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.