3. Hukuk Dairesi 2015/11201 E. , 2016/4310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22/03/2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalılar vekili ... Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin murisi ..."ın 06/10/2012 tarihinde öldüğünü,...Noterliğinin 10/05/1976 günlü vasiyetnamesindeki yazı ve imzanın murise ait olmadığını, murisin ikametgahı ve işyerinin... olması nedeniyle İstanbul"da vasiyetname yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, vasiyetnamenin yapıldığı yerin tam belli olmadığı, ilk sayfasında tarihin eksik yazıldığı, şekil şartlarına aykırı olduğu, vasiyetnamenin yeterli açıklık taşımadığı Noterde düzenlenen 21/05/1980 tarihli vasiyetnamede yer alan imzanın da murise ait olmadığını ileri sürerek 10/05/1976 ve 21/05/1980 tarihli vasiyetnamelerin iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, iddiaların yetersiz olduğunu 1980 tarihli vasiyetnamenin resmi vasiyetname olduğunu, imzanın muris tarafından atıldığını, 1976 tarihli el yazılı vasiyetnamenin ise şekil şartlarına uygun olduğu, düzenleme yeri ve tarih içerdiği, vasiyetçinin ölümünden önce yürürlüğe giren 4721 sayılı Medeni Kanuna göre el yazılı vasiyetnamede tanzim yerinin aranmadığını belirterek davanın reddini dilermiştir.
Mahkemece; vasiyetnamelerin düzenleme tarihleri dikkate alındığında 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 1/2. maddesi gereğince ihtilafın çözümünde 743 sayılı Medeni Kanunun Hükümlerinin uygulanacağı; muris tarafından el yazılı vasiyetname olarak düzenlenen vasiyetnamede yer alan yazı ve imzaların murise ait olduğunun Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporuyla anlaşıldığı vasiyetnamenin düzenlendiği mahal ve düzenleme tarihinin içerdiği 485. madde şartlarına haiz olduğu, noterde düzenlenen 21/05/1980 tarihli vasiyetnamenin de 743 sayılı kanunun 479, 480 ve 481""inci maddelerinde belirtilen şartlara haiz olduğu her iki vasiyetnamenin de iptalini gerektirecek kanunda düzenlenmiş sebeplerden her hangi birisinin olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.
4722 sayılı Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 17. maddesi hükmüne göre; mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği hükmü bağlanmış olup, murisin 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüş olması nedeniyle somut olayda 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, mahkemece 743 sayılı Medeni Kanun hükümlerine göre değerlendirme yapılmış ise de, dava dosyası içinde yer alan bilgi ve belgelere, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sonuç itibariyle doğru olan davanın reddine ilişkin hüküm de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
1.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 22.03.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.