3. Hukuk Dairesi 2015/16766 E. , 2016/4338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kayıp kaçak bedelinin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı idarenin, abone olan müvekkilinden kayıp kaçak bedeli adı altında tahsilat yaptığını ve bu tahsilatın haksız olduğunu beyan ederek, şimdilik 33950 TL kayıp kaçak bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine yönelik olarak verilen 10/04/2013 tarihli hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 2013/11268 Esas- 2013/14615 Karar sayılı ilamı ile, "Taraflar arasındaki uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin tüketiciden alınıp alınamayacağı hususundadır. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Yani Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında Kurum’un “Bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten sorumlu olduğu” belirtilmektedir. Buna göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahiptir. Kayıp-kaçak bedeli, Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan Kurul Kararı Kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliği haizdir. Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Lisans sahibi şirketler, tarifeyi değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemez veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamazlar.
./..
-2-
Bu sebeple, perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almaktadır. Bu nedenle, dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün değildir.
Bu ilkeler uyarınca, davacıdan kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesinde bir isabeksizlik görülmemektedir.
Ancak; dosyada mevcut Mart/2013 tarihli bilirkişi heyet raporunda " EPDK kurul kararlarına göre, 21 bölge için kayıp kaçak bedellerinin ayrı ayrı belirlendiği, Trakya bölgesi için % 7.70 oranının tespit edildiği, halbuki davalı ... idaresi tarafından kayıp kaçak bedeli tahsil edilirken daha yüksek oranların uygulandığının " belirtildiği görülmüştür.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınıp, davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin, EPDK kurul kararı gereği belirlenen orana uygun olup olmadığı, böylelikle de, yapılan tahsilatın fazla olup olmadığının net bir şekilde belirlenmesinden sonra, yapılacak yargılama sonucu hasıl olacak durum neticesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile; 1.191,93-TL"sının 10.05.2011 tarihinden, 2.164,33-TL"sının 10.06.2011 tarihinden, 1.605,38-TL"sının 11.07.2011 tarihinden, 3.122,20-TL"sının 10.08.2011 tarihinden, 1.964,56-TL"sının 12.09.2011 tarihinden, 3.109,60-TL"sının 10.10.2011 tarihinden, 3.270,30-TL"sının 10.11.2011 tarihinden, 2.432,99-TL"sının 12.12.2011 tarihinden, 3.229,75-TL"sının 10.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, somut olayda mahkemece, davacıya iadesine karar verilen toplam alacağın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği anlaşılan davalı aleyhine olacak şekilde, her bir alacak miktarına ödeme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkarılarak yerine "2011 yılı nisan ve aralık dönemleri elektrik faturalarında tahsil edilen toplam 22.091,04 TL kayıp kaçak bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine" ifadesinin ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.