12. Ceza Dairesi 2013/22181 E. , 2014/15039 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle Öldürme
Hüküm :TCK"nın 85/1, 62, 50, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet Savcısı, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK"nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmalara Cumhuriyet savcısının bulunmayacağı, ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Üst Cumhuriyet savcıları ile mahalli Cumhuriyet savcılarının sulh ceza mahkemesi kararlarını 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi gereğince tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz etmelerine ilişkin düzenlemeye kıyasen, asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcısının Kanun gereği hazır bulunmadığı süreç içerisinde verilen kararlarda temyiz süresinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararıyla 1 ay olduğunun kabul edilmesi nedeniyle, 22.05.2012 tarihinde tefhim edilen hükme karşı 22.06.2012 tarihine kadar temyiz kanun yoluna başvurulması gerekirken, sürenin görüldü ile başlatılarak, 25.06.2013 tarihinde yapılan temyiz istemi süresinde bulunmadığından, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 310 ve 317. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ile katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile ışık kontrollü kavşağa geldiğinde kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayarak, yoluna devam ettiği sırada, sol tarafından kavşağa giriş yapan ölenin, sevk ve idaresindeki motosiklete çarptığı ve sanığın kırmızı ışık ihlali yaptığının Mobese görüntüleriyle sabit olduğu gözetilmeksizin, olayda bilinçli taksirin koşulları oluşmasına rağmen, mahkemece yanlış değerlendirme ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
3- Sanığın gözaltında geçirdiği 1 günlük sürenin 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanığın sürücü belgesinin suç tarihinde geçerli olup olmadığının araştırılarak, onaylı örneği dosyaya getirtilmeden yazılı şekilde geri alınmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
2- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi ve sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında uygulanan Kanun ve maddelerinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.