Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16631
Karar No: 2016/4346
Karar Tarihi: 22.03.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16631 Esas 2016/4346 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/16631 E.  ,  2016/4346 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının hayvan ortaklığı için anlaşma yaptıklarını, bu ortaklıkta davalının hayvanların satın alınması işini, müvekkilinin ise hayvanların bakımı işini üstlendiğini, bu sözleşme nedeniyle müvekkilinin davalıya teminat olarak boş bono verdiğini, ancak yem masrafı, hayvanların alımı, satımı ve parasının paylaşımı gibi hususlarda tarafların anlaşamadıklarını, daha sonra davalı tarafça müvekkili aleyhine... İcra Müdürlüğünün 2011/2473 takip sayılı dosyası ile 30.000 TL alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca tarafların icra takibi devam ederken anlaşmaya vararak 8 maddeden ibaret sözleşmeyi imzaladıklarını, bu sözleşme ile ortaklığın sona erdirilerek; on adet inekten beşinin müvekkiline, beşinin ise davalıya ait olmasına ve ortaklığa girerken davalı tarafça verilen 25.445 TL" nin 01.03.2012 tarihinde davacı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının halen takibe devam ettiğini ileri sürerek; takip dayanağı olan bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, bu talepleri yerinde görülmez ise sözleşmedeki davalı ikrarı da nazara alınarak 4.550 TL borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı ile hayvancılık ortaklığı için anlaşma yaptığını, bu ortaklıkta müvekkilinin büyükbaş hayvanları satın alma işini, davacının ise hayvanların bakımı işini üstlendiğini, müvekkilinin hayvanları satın alarak davacıya teslim ettiğini, bunun karşılığında 30.000 TL bedelli bononun düzenlendiğini, bir süre sonra borcun ödenmemesi nedeniyle bu bonodan dolayı icra takibine başlandığını, davacının takip başlatıldıktan sonra müvekkili ile anlaşmak istediğini, bu nedenle davacı tarafça delil olarak dayanılan sözleşmenin imzalandığını, ancak davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi üzerine kesinleşen takip dosyası üzerinden haciz yoluna gidildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın reddine dair verilen 21/01/2014 tarihli kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 02.12.2014 tarih ve 2014/11937 E.,2014/15713 K. sayılı ilamı ile "...Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, taraflar arasında kurulan adi ortaklığın eylemli olarak sona erdiği, bu ortaklığa davalı tarafça konulan sermaye nedeniyle verilen bononun tahsili için davacı aleyhine takip başlatıldığı anlaşılmakta olup, bu husus mahkemenin de takdirindedir. Uyuşmazlık, başlatılan takip sırasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı tarafın borçlu olup olmadığı noktasındadır.
    Bilindiği üzere, adi ortaklıkta ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Zira, tasfiye; tüm hesapların görülüp ortakların birbiriyle alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yolu ile ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaştırılması ya da satış yolu ile elden çıkarılması olup, ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik yasal usuldür.
    Öte yandan, adi ortaklığın tasfiyesinde tamamen irade özerkliği ilkesi hakimdir. Bunun sonucunda ortaklar; adi ortaklıkta tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını, ortaklık sözleşmesinde kararlaştırabilecekleri gibi, ortaklığın sona ermesinden sonra yapacakları bir anlaşmayla da düzenleyebilirler. Bu durum, TBK. nun 639/4 (BK. nun 535/4) maddesi uyarınca ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesi olup artık kanuni tasfiye usulüne başvurulması gerekmez.
    Somut olayda; tarafların davaya konu takibin kesinleşmesinden sonra bir araya gelerek ortaklığın tasfiyesi hususunda sözleşme imzaladıkları, ancak davacı tarafın bu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi üzerine davalı tarafça takibe devam edildiği ve bu nedenle ortaklığa ait olup davacı elinde bulunan hayvanların haczedilerek satıldığı dosya kapsamıyla sabittir.
    Bu durumda mahkemece; öncelikle taraflarca imzalanan tasfiye sözleşmesi hükümleri uyarınca hak ve borçların belirlenmesi, ondan sonra sözleşmenin konusunu oluşturan hayvanların davalı tarafça haczedilerek satılmış olduğu gözetilmek suretiyle davacı tarafın davalı tarafa borçlu olup olmadığının belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, "...Bu bağlamda taraflar arasında tarihsiz yapılan sözleşme içeriğine göre davacı ... tarafından 01/03/2012 tarihine kadar bakılmasına karar verilen hayvanların yeminin de davalı ... tarafından karşılanacağı yazılmış ise de yapılan yargılama neticesinde davalı tarafından yemlere ilişkin herhangi bir masraf yapılmadığı sabittir. Dolayısıyla tarafların davalı ... tarafından alınarak davacıya teslim edilen hayvanlar için ödediği 25.445,00 TL dışında başka bir alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, davalı ..."ın davacıya ödediği 25.445,00 TL parayı ... İcra Müdürlüğü tarafından 2011/2473 esas sayılı takip dosyası kapsamında net 25.760,45 TL tahsil emek suretiyle alacağına kavuştuğu, davalı tarafından alınan ve icra kanalı ile satılan hayvanların bakımını üstlenen davacıya kullanması için vermesi gereken yemlere ilişkin herhangi bir harcaması da bulunmadığından davacının davalıya karşı sorumluluğunun bu miktar itibari ile bulunduğu anlaşılmakla, davacının davalıya takibe konu icra dosyasında
    bulunan 30.000,00 TL miktarlı bono kapsamında 4.550,00 TL borcunun bulunmadığı..." gerekçesi ile, davanın kabulüne, davacının...rlüğü"nün 2011/2473 esas sayılı takip dosyası kapsamında 4.550,00 TL borcunun olmadığının tespitine, bu miktar yönünden takibin iptaline, İİK"nun 72/5 maddesine göre tespit edilen alacağın %40 oranına takabül eden 1.820,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, Dairemizin 02.12.2014 tarih ve 2014/11937 E.,2014/15713 K. sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına karşın, bozma ilamının gereği yerine getirilmediği, bozma ilamı doğrultusunda, taraflarca imzalanan tasfiye sözleşmesi hükümlerine göre tarafların hak ve borçlarının net bir biçimde belirlenmediği, özellikle icra yolu ile satışı yapılan 10 ineğin, taraflar arasındaki anlaşmaya göre 5 tanesinin davacıya ve diğer 5 tanesinin ise davalıya ait olduğu ve bu satış bedelinin içinde davalıya ait 5 ineğin bedelinin de bulunduğu hususu gözönünde alınmaksızın, bu satış bedelinin davalının tüm alacağın karşılamış olduğu (davalıya ait 5 ineğin bedelinin de bunun içinde olduğu) şeklinde bir tespit ile, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak; gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile, özellikle icra yolu ile satışı yapılan 10 ineğin, taraflar arasındaki anlaşmaya göre 5 tanesinin davacıya ve diğer 5 tanesinin ise davalıya ait olduğu hususu göz önüne alınarak, öncelikle tarafların alacak ve borçlarının sözleşmede yazılı şartlara göre net bir biçimde tespiti yapıldıktan sonra, buna göre davacı tarafın davalı tarafa borçlu olup olmadığı belirlenmek suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi