20. Hukuk Dairesi 2013/2106 E. , 2013/6905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tapuda orman niteliğiyle davalı ... adına kayıtlı....Köyü 112 ada 250 parsel sayılı 3817850,31 m² ve 118 ada 395 parsel sayılı 3237,090 m² yüzölçümündeki taşınmazlar içerisinde Mart 1958 tarih 30 ve 36 sıra numaralı tapu kapsamında kalan bölümlerin orman olmadığı iddiasıyla bu bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiş, davacı, yargılama sırasında 118 ada 395 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasından feragat etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece çekişmeli 112 ada 250 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, öncesi orman olan bir yerin zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın, mahkeme gerekçesinin aksine, orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiştir. Ne var ki, orman bilirkişi raporu eki memleket haritasında çekişmeli taşınmaz elle işaretlenmiş olması nedeniyle hükme yeterliği değildir. Ayrıca, davacı, tescil ilâmıyla oluşan tapu kaydına dayanmış olup, mahkemece, dayanak tapu kaydı tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek çekişmeli yere uyup uymadığı yöntemince belirlenmemiş, Orman Yönetimi taraf olmadığı tescil ilâmıyla oluşan tapu kaydının Yönetimi bağlayıp bağlamayacağı tartışılmamıştır.
Eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, tescil ilâmı dosyası, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı
ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydının tescil krokisi yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/A ve 32/3. maddeleri gereğince kapsamı belirlenmeli; tapu kapsamı orman sayılan yerlerden ise Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın tescil ilâmıyla oluşan tapu kaydının Orman Yönetimini bağlayıp bağlamayacağı tartışılmalı; tapu kaydı taşınmaza uymadığı belirlendiği takdirde çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığına dair ziraat bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 18/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.