3. Hukuk Dairesi 2015/7049 E. , 2016/4380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; davalılar çocuğu..."nın, 22.12.2010 tarihinde davacı çocuk Süleyman"ı silahla gözünden yaraladığını, yaralanma nedeniyle çocuğun sağ gözünün tamamen kapandığını, gözünde bir süre görme kaybının olduğunu, müvekkillerinin küçük çocuğun tedavisi için... Üniversitesi Hastanesi"ne götürdüklerini ve tedavisinin devam ettiğini, kurşunun halen vücutta kaldığından küçük çocuğun vücudunda oluşabilecek etkileri doğrultusunda önlem almaya çalıştıklarını, olay tarihinde davacı küçüğün 10 yaşında olduğunu, büyük üzüntü yaşadıklarını belirterek, iş göremezlik tazminatı, tedavi nedeniyle yapılan harcalamalar, konaklama masrafları nedeniyle fazlası saklı kalmak kaydıyla davacı çocuk ve anne, baba için ayrı ayrı 1.000"er TL maddi tazminat ile davacı çocuk için 10.000 TL, davacılar anne, baba için ayrı ayrı 5.000"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; silahın yanlışlıkla patlayarak yaralanmanın meydana geldiğini, davalılar anne ve babanın gereken özen sorumluluğunu yerine getirmiş olsalar dahi sonucun meydana geleceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; malvarlığında azalma veya gerçekleşmesi gereken artışa dair zararın ispatlanamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminatın ise kısmen kabulü ile davacı çocuk için 2.000 TL, diğer davacılar için 1.000"er TL nin olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, reşit olmayan çocuğun haksız eylemi nedeniyle, zarar veren çocuk ve velayeti altında bulunduranlara kaşı açılmış haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun “Sorumluluk” başlığını taşıyan 369. maddesinde aynen; “Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Zorunluluk hâlinde gerekli önlemlerin alınmasını yetkili makamdan ister.” hükmünü içermektedir
Dosyanın incelenmesinde, 22.12.2010 tarihinde kardeşi ile birlikte bakkala giden davacı çocuğa davalı ... tarafından elinde bulunan av tüfeği ile ateş edildiği, olay tarihinde davacı çocuğun 10 yaşını, davalı ..."nın ise 13 yaşını ikmal ettiği, davacı çocuğun ... 26.04.2011 tarihli raporunda, 22.12.2010 tarihli muayenesinde sağ göz kapağında periorbital ödem ve ekimoz, alt göz kapağı orta kısımda 0.1 cm çaplı av tüfeği saçma tanesi giriş deliği saptandığı, orbital ultrasonografide; sağ gözde glob dışı, globun inferolateralinde yabancı cisim(saçma tanesi) izlendiği 23.12.2010 tarihinde ameliyata alındığı, 04.04.2011 tarihli muayenede ise sağ alt göz kapağı orta hattında 0,4 cm çapında ciltte belirgin renk ve seviye farkı göstermeyen nedbe dokusu olduğunun, sabit iz niteliğinde olmadığı, 04.08.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise yaralanmanın araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, maluliyetinin bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; saçmanın davacı çocuğun gözünde bulunduğu da dikkate alınarak olayın oluş şekline göre hükmedilen manevi tazminat azdır. Ayrıca, davacılar, dava konusu haksız fiil nedeniyle yapılan giderlere için belge ibraz edememişse de, olay nedeniyle davacı çocuğun yaralandığı ve tedavi gördüğü sabit olup, tedavi giderinin (doktor, ilaç, hastaneye gidiş-geliş, konaklama vb tüm giderler) yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından bu giderlerin belirlenmesi için uzman bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; manevi huzuru gerçekleştirmeye yönelik, olayın oluş şekli nazara alınarak daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi ve davacı çocuk ... için yapılan tedavi giderleri için uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra sonucu dairesinde uygun maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.