3. Hukuk Dairesi 2019/5242 E. , 2020/1439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ... ve ... ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı babalarının halen ikamet ettikleri evi 1993 yılında iki kat olarak satın aldığını, kendi birikimleriyle iki katlı evin üzerine iki kat daire inşa ettiklerini, annelerinin vefatının ardından davalının ikinci evliliğini yaptığını ve muhtemelen eşinin yönlendirmesiyle taşınmazı satma girişiminde bulunduğunu, davalının son iki katın yapımında maddi katkısının olmadığını, mal kaçırmaya çalıştığını, satılması durumunda zarara uğrayacaklarını ileri sürerek; taşınmaza yaptığı katkı paylarının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; taleplerin zamanaşımına uğradığını, 3/1/1996 tarihli tapu kaydına göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı ...’in 2001, davacı ...’in ise 2003 yılından itibaren kira bedeli ödemeden bugüne kadar oturduklarını, dava konusu iki katın maliki olduğu arsanın satışından elde ettiği gelir ile yapıldığını, davacıların oturdukları evin elektrik, doğalgaz ve su faturalarının kendisi tarafından ödendiğini, davacıların evlerinin vergisini dahi ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalının iki katlı evi satın aldıktan sonra çocuklarının 3. ve 4. katları yapıp oturmaya başladıkları, davalı babanın 2. evliliği yapması ve davalının evin satışını yapmak istemesi üzerine davalı ile davacı çocuklar arasında ihtilaf başladığı, taşınmazın arsa tapusu olması ve tapusunun davalının üzerine olması nedeniyle, davacı çocukların yaptığı inşaat katkısı davalının mülkiyet tapusu kapsamında kaldığı, davalının inşaat süresince 3. ve 4. kat dairelerin yapılışına itiraz etmeyip, dairelerin bina ile birlikte satışı halinde davacı çocukların katkı payları zayi olacağı, taraflar arasında şartlı bağış olduğu, davacı çocukların oturma şartı ile bağış/katkı yaptıkları, evin satış yapılmak istenmesi ile bu şartın bozulduğu ve bağışı geri alma hakkı doğduğu, taşınmaz üzerine yapılan inşaat masrafı/bağış katkısı oranında davalının haksız zenginleştiği kabul edilerek bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kabulü ile 119.490,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davaya konu binanın 3.ve 4.kat kaba inşaatlarının çalışan ve o dönemde arsa satan davalı baba tarafından yapıldığı, o zaman davacılar tarafından kaba inşaatın yapıldığına yönelik iddianın ispatlanamadığı görülmekte ise de, davanın kardeş olan 3 davacı tarafından açıldığı, davacı ..."nin dava konusu taşınmazın ince işlerinin yapımına katkı tarihi itibarıyla yaşı, işi ve tanık ifadeleri kapsamında herhangi bir katkısının olamayacağı, inşaatların ince işlerinin davalının davacı konumundaki 2 oğlu tarafından yapıldığı, birer kat olarak dava konusu 3. ve 4.katların ince inşaatlarının davacı ... ve ... tarafından tamamlanmasıyla, bu davacıların bu katlarda evlenip oturduklarına dair tanık beyanları dikkate alındığında, açıkça davacı ..."nin yapıma katkı sağladığına dair beyana rastlanmadığı gibi, ayrıca 27/09/2017 tarihli ... ve ... vekilinin verdiği bedel arttırım dilekçesinde de açıkca yapılan dairelerin davacılar ... ve ... tarafından yapıldığı beyan edilmekle, bu beyanı destekler mahiyetteki tanık beyanları da gözetilerek davacı ... yönünden davanın reddine, dava konusu 3. ve 4.katın sadece ince iş inşaat bedeli yönünden davanın davacı ... ve ... yönünden ispatlanması nedeniyle bu davacılar açısından resen hesaplanan 3.ve 4.kat ayrı ayrı ince inşaat bedelleri toplamı açısından davanın kabulü gerektiğinden istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının düzeltilmesi ile yeniden esas hakkında karar verilmekle; davacı ... yönünden davanın sabit olmadığından reddine, davacılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulü ile 66.914,40 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp bu davacılara verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacılar ... ve ... vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Temyize konu uyuşmazlık; davacıların davaya konu taşınmazlar için masraf yapıp yapmadıkları, ve buna bağlı olarak davalının davacılar aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediğini, davacıların temyize konu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için, bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1)
Bunun için de, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tespit edilmelidir.
Yapılan bu açıklamalara göre zenginleşmenin; dava konusu taşınmazın, davacılar tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur.
Bu bağlamda, davacıların, taşınmaza yaptığını iddia ettiği giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması şarttır.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu iki dairede davacılar ve tanık beyanlarına göre davacıların oturduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK"nun 115. maddesi "Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder
Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş(m.115,1) ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilmez" düzenlemesini ihtiva etmektedir.
Aynı yasanın 355. maddesi "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. " düzenlemesini içermektedir.
Temyize konu iş bu alacak davasının açıldığı tarihte davacıları bedelini istedikleri evleri kullanmaya devam ettikleri, ancak yargılama sırasında evi boşaltıp boşaltmadıkları ve davacıların bu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunda ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm tesis edilmiştir.
O halde, mahkemece, davacıların, davaya konu taşınmazları kullanmaya devam ettiğinin anlaşılması durumunda, davalı yönünden sebepsiz zenginleşme olgusunun gerçekleşmediği nazara alınarak, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından bahisle, hukuki yarar yokluğundan davacılar ... ve ... yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun
dikkate alınmadan, davalı tarafın
yalnızca ince inşaat bedeline yönelik istinaf talebinin yerinde olduğundan bahisle ilk derece mahkemesinin kararının HMK."nun 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden hüküm tesis edilmesine ilişkin kararı doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre davacıların ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 19/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.