20. Hukuk Dairesi 2013/2876 E. , 2013/7003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında ... Köyünde bulunan ve dava dilekçesinin ekindeki haritada PLXXVIII ve PLXXV numaraları ile gösterilen taşınmazlar orman sınırları içinde olduğu halde, 3302 sayılı Kanun hükmüne göre 2008 tarihinde yapılıp 15/10/2008 - 15/04/2009 tarihleri arasında ilân edilen aplikasyon ve (2/B) uygulaması sonucu hatalı işlemle taşınmazların tamamının 2/B alanında bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile taşınmazların orman sınırları içinde bırakılmasını istemiştir. Mahkemece, PLXXVIII nolu taşınmaza yönelik davanın kabulüne, 2/B uygulamasıyla orman dışına çıkarılmasına dair işlemin iptaliyle taşımazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, PLXXV nolu taşınmaza yönelik davanın reddiyle taşınmazın kültür arazisi niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 31/03/2011 tarih 2010/16721 – 2011/3685 sayılı kararı ile Hazine"nin PLXXVIII nolu taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu kısma yönelik hüküm onanmış, Orman Yönetimi"nin PLXXV nolu taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu kısma yönelik olarak bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece PLXXV nolu taşınmaza yönünden yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinin neden yitirdiği açıklanmaması ve dört tarafı orman ile çevrili taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşmeme nedeni açıklanmadığından çekişmeli hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesiveya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.
Kanunda tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin
başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi kanunlarla korunamaz.
O halde; uzman orman bilirkişisinin, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını gözönünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurarak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kârlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek, bu olguları tartışması ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle 1980 yıllara ait hava fotoğrafı ve memleket haritası bulundukları yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği yukarıda yazılı koşullar dikkate alınarak belirlenmeli, oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır."" denilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, .... İlçesi, ... Köyünde 64 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan 2/B uygulama çalışmaları sonucu orman sınırları dışına çıkartılan Değirmen Yanı Mahallesi Mevkiinde kain PLXXV nolu 51203,00 m2 yüzölçümündeki parsele ilişkin orman dışına çıkartılmasına dair tespitin İPTALİNE karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.
Taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 1948 yılında kesinleşmiştir
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece 2010 tarihinde verilen karar davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile PLXXV nolu taşınmazın ""31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediğinin araştırılması"" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Dosyada mevcut, 24/07/2012 havale tarihli orman bilirkişi raporu, 05/11/2012 havale tarihli orman bilirkişi ek raporu ve 03/08/2012 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli PLXXV nolu taşınmazın, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirdiği ve 2/B madde koşullarını taşıyan yerlerden olduğu bildirildiğine göre, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, orman bilirkişi raporunun aksine, yerinde olmayan düşünce ve gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.