Esas No: 2021/20491
Karar No: 2022/3447
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20491 Esas 2022/3447 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık bir kişi, çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan 114.900,00 TL adli para cezasına çarptırılmıştır. Ancak, sanığın konkordato talebinin kabul edilerek geçici konkordato kararı verildiği, bu nedenle cezai sorumluluğunun devam edip etmeyeceğinin tespiti için ilgili karara konu konkordato tasdiki yargılaması sürecinin sorulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kararda geçen kanun maddeleri şunlardır:
- 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 maddesi (ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı)
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddesi
- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 297/1. maddesi (kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları)
"İçtihat Metni"
Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan sanık ...'in, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddeleri uyarınca 114.900,00 Türk lirası (2 kez) adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... İcra Ceza Mahkemesinin 17/07/2018 tarihli ve 2018/479 esas, 2018/726 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 07.04.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2021 tarihli ve KYB. 2021-50785 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
5941 sayılı Çek Kanunu'nun "Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı" başlıklı 5/1. maddesinin; "..yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur." ve 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 25. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları" başlıklı 297/1. maddesinin "Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.
" şeklinde belirtilen düzenlemeler ile,
Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 10/06/2019 tarihli ve 2019/23974 esas, 2019/9339 karar sayılı ilâmında, "7101 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi öncesi veya sonrasında; adi (mahkeme içi) konkordato (tasdiki) yargılamasını yapacak olan mahkemeye başvuran borçlu tüzel kişilerin yetkili temsilcilerinin, henüz konkordato talebi ile mahkemeye başvurmadan keşide ettikleri veya geçici mühlet kararı öncesinde keşide ederek alacaklıya teslim ettikleri, gerek ticari defter ve kayıtlarında gerekse konkordato projesinde yer alacak olan ileri tarihli (postdate) çeklerin, geçici mühlet kararı ile başlayıp konkordatonun tasdiki veya reddi ile sonuçlanan konkordato (tasdiki) yargılaması süreci içinde, bankaya ibrazında karşılıksız çıkması halinde, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesi kapsamında cezai sorumluluklarının devam edip etmeyeceğinin tespiti açısından; açılan ceza davasına bakmakla görevli ve yetkili icra ceza mahkemelerince; devam eden konkordato (tasdiki) yargılaması süreci, 5271 sayılı CMK'nin 218/1. maddesi gereği "bekletici sorun" yapılmak suretiyle, konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan hukuk mahkemesince verilecek kararın sonucuna göre;
a-)Şayet çek hesabı sahibi tüzel kişi hakkında konkordatonun tasdikine karar verilirse;
Bu süreçte yukarıda ana hatlarıyla yazılı olan borçlunun iyiniyetinin kesinleşmesi, alacaklıların tamamıyla anlaşma hükümlerine göre alacaklarını mahkemeye bildirmiş olmaları, bu alacak kalemleri arasında ileri tarihli çekin de yer alacak olması, borçlunun konkordato projesinin alacaklıların çoğunluğu ve mahkemece kabul görmesi, konkordatonun tasdikinin mühlet öncesinde keşide edilen çekin alacaklıları dahil tüm alacaklıları bağlaması ve konkordatonun kollektif bir tasfiye şekli olması gibi ilke ve sonuçlar karşısında;
Konkordato tasdiki kararında, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesinde unsurları yazılı suça konu çekin ödeme tarihi ve karşılıksız kalan bedelin, çek alacaklısını da bağlayacak şekilde yeniden belirlenecek olması, dolayısıyla açılan ceza davasında yargılanan kişilerin hukuki durumlarının kesinleşecek konkordato hükümlerine değerlendirilmesi gerekeceği,
Konkordatonun tasdiki kararıyla birlikte kesinleşen konkordato anlaşmasına göre hüküm ve sonuçları yeniden belirlenen suça konu çekin, ibraz tarihinden sonra suçun konusunu oluşturan zorunlu unsurları sahip bir çek olmaktan çıkması, dolayısıyla tüzel kişi yetkilisi olan sanıkların cezai sorumluluğundan söz edilemeyeceği,
b-)Şayet çek hesabı tüzel kişi hakkında konkordatonun herhangi bir nedenle reddine karar verilirse;
Bu sefer bekletici sorun kararının kaldırılmasıyla ceza yargılamasına devam edilerek 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 297. maddesine göre, konkordato komiseri atanmasıyla birlikte tüzel kişinin yetkili temsilcilerinin şirketi yönetim ve temsil yetkisinin kendiliğinden ortadan kalkmayacağı, bununla beraber mahkemenin hangi işlerin şirket yöneticileri tarafından hangi işlerin komiser tarafından yapılacağına dair karar verme yetkisinin bulunduğu gözetilerek,
b-1-) Konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan mahkemece, konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, şayet çek hesabını yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde bir karar verilmişse ve bankaya ibraz edilen çek, komiserin yetkili olduğu dönemde karşılıksız çıkmışsa; bu durumda şirket yetkilisi gerçek kişilerin 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesi gereği cezai sorumluluklarının devam etmeyeceğine,
b-2-) Konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan mahkemece, konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, şayet çek hesabını yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde açık bir karar verilmemişse; bu konudaki tüm yetkiler şirket yöneticilerinde olacağından, söz konusu kişilerin bu süreçte bankaya ibraz edilen ve karşılıksız çıkan çekten dolayı 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesi gereği cezai sorumluluklarının devam edeceğine..." biçimindeki açıklamalar birlikte nazara alındığında;
Dosya kapsamına göre;
1-Sanık tarafından keşide edilen 04/04/2018 ve 05/05/2018 çeklerin bankaya ibraz edilmesi ve banka tarafından "karşılıksızdır" işlemi yapılmasını müteakip, müşteki vekilinin şikayeti üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın konkordato talebinin ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/04/2018 tarihli ve 2018/192 esas sayılı kararı ile kabul edilerek, 3 ay süreyle geçici konkordato kararı verildiği, anılan sürenin 10/07/2018 tarihinden itibaren de 3 ay süreyle uzatıldığının anlaşılması karşısında; mahkemece, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesi kapsamında sanık yönünden cezai sorumluluğunun devam edip etmeyeceğinin tespiti açısından, ilgili karara konu konkordato tasdiki yargılaması sürecinin adı geçen Ticaret Mahkemesinden sorulup yargılama sürecinin devam ettiğinin anlaşılması halinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 218/1. maddesi gereği "bekletici sorun" yapılmak suretiyle, konkordato tasdiki yargılamasını yapan ticaret mahkemesince verilecek kararın sonucuna göre sanığın hukukî durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde,
2- Müşteki vekili tarafından 04/04/2018 ve 05/05/2018 keşide tarihli çeklerin bankaya ibraz edilmesi ve banka tarafından "karşılıksızdır" işlemi yapılması üzerine şikayette bulunulduğu, ... İcra Ceza Mahkemesinin 17/07/2018 tarihli kararında ise suç tarihinin 04/04/2018 olarak yer aldığı, karar içeriğinde de tek bir çekten bahsedilmesine rağmen iki ayrı hüküm kurulduğu anlaşılmakla, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesinin (1) numaralı maddesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, ... İcra Ceza Mahkemesinin 17.07.2018 tarih, 2018/479 Esas – 2018/726 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, bozma nedenine göre kanun yararına bozma ihbarnamesinin (2) numaralı maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 24.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.