Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3212
Karar No: 2011/7428
Karar Tarihi: 22.12.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3212 Esas 2011/7428 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, tescil edilmemiş taşınmazın vekili adına tescil edilmesini talep etmiştir. Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davacının talebini kabul ederek tescil edilmesine karar vermiştir. Ancak, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay tarafından incelenerek reddedilmiştir. Taşınmazın tarım arazisi olarak kullanılmaması nedeniyle ve imar ve ihya koşullarının gerçekleşmemesi sebebiyle taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla edinilemeyeceği tespit edilmiştir. Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi gereği davanın reddine karar verilmiştir. Kanunun 17. maddesine göre, bir yerin ihya yoluyla kazanılması için, para ve emek sarfı suretiyle tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu olgunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşullar altında tasarruf edilmiş olması gerekmektedir.
8. Hukuk Dairesi         2011/3212 E.  ,  2011/7428 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve Alibeyli Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.06.2002 gün ve 37/189 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı vekili, imar ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tescil harici bırakılan taşınmazın vekil edeni adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; uyuşmazlık konusu ve tescili istenen taşınmaz bölümü 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında “tepelik” yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakılmıştır. Niteliği belirlenen böyle bir taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla edinilebilmesi için imar ve ihya koşullarının davacı yararına gerçekleşmiş bulunması gerekir. Bir yerin imar – ihya yoluyla kazanılması için, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde belirtilen tüm olumlu koşullarının oluşmuş olması ve olumsuz koşulların araştırılması gerekir. Anılan maddede aynen  “orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar– ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14.maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına aksi taktirde Hazine adına tespit edilir.” denilmektedir. Maddede açıkça belirtildiği üzere, bir yerin ihya yoluyla kazanılması için, para ve emek sarfı suretiyle tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu olgunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşullar altında tasarruf edilmiş olması gerekir.
    Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu yerin teraslama suretiyle düzeltilerek ev yapıldığını açıklamışlar, Ziraatçi Bilirkişi ... 18.03.2002 tarihli raporunda taşınmazın %15-20 meyilli olduğu, arazinin teraslanması sonucu üzerine 1 adet ev yapıldığı ve bahçe içerisinde çeşitli meyve ağaçlarının olduğu bildirilmiştir. Dava konusu taşınmazın bahçesinde bulunan ağaçların yaşı dikkate alındığında dava tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetliği kanıtlamaktan uzaktır. Öte yandan davanın ve Yargıtayın kararlılık kazanmış içtihatlarına göre ev yapmak ekonomik amaca uygun zilyetlik imar ve ihyaya sayılmamaktadır. Kaldı ki, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolmuş olması gerekir. Dosya içindeki bu bilgiler ve açıklamalar karşısında taşınmazın tarım arazisi olarak kullanılmadığı anlaşıldığından Kadastro Kanununun 17. maddesine göre davanın reddine karar verilmesi gerekir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi