20. Hukuk Dairesi 2013/4721 E. , 2013/7041 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen iş sözleşmesinden kaynaklı alacak davası sırasında davalı vekilince Hâkim ...(19407) hakkında reddi hâkim yoluna başvurulmuş, reddedilen Hâkim tarafından 03.07.2012 tarihli duruşma zaptındaki ara karar ile davadan çekinilmiştir.
Çekilme talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen iş sözleşmesinden kaynaklı alacak davası sırasında davalı vekili tarafından “Hâkimin Adalet Bakanlığı"na yapılan şikayet nedeniyle H.M.K."nun 36/1-d maddesi gereğince aralarında husumet oluştuğu” gerekçesiyle yapılan reddi hâkim talebinin, merci tarafından reddine ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 28.01.2013 gün 2012/13811-395 sayılı kararı ile “... hâkimin, yargılamanın her türlü şüpheden vareste yürütülmesi gerektiğinden davadan çekildiğini açıkladığından istemi inceleyen merci hâkimliğinin öncelikle, çekilmenin yerinde olup olmadığının incelemesi gerektiği, çekilme kabul edilmediği takdirde, hâkimin davaya bakmasının zorunlu hale geleceğinden, ret sebeplerinin ancak bu aşamada incelenmesi gerektiği, somut olayda; mahkemece yalnızca davalı vekilinin reddi hâkim talebi konusunda hüküm kurulduğu, hâkimin çekilmesine ilişkin kararın incelenmediği, bu yolda olumlu - olumsuz bir karar verilmediği...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Merci tarafından bozma kararına uyulduktan sonra Hâkim ..."un çekilme kararının uygun olduğuna, davalı tarafın ret sebeplerinin ayrıca incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme hâkiminin çekilmesi H.M.K."nun 36. maddesi gereğince kendi kendini reddi niteliğindedir.
Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa madde 9). Hâkimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları, yasal çerçevesinde çözmek zorundadır. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, yasalardan aldığı güçle hareket etmelidir. Somut olayda, mahkeme hâkimi tarafından hakkında şikayet bulunduğu ve incelemenin devam ettiğinden yargılamanın her türlü şüpheden uzak yürütülmesi esas olduğu gerekçesiyle çekilme kararı verilmişse de, maddi bulgu ve delillerle desteklenmeyen soyut iddiaların hâkimlerce duygusallıkla karşılanıp davadan çekilmelerine neden olması, ileride giderilmesi mümkün olmayacak zararlara yol açacağından kabul edilemez. Aksi halde, bir yerde görev yapan hâkimlerin, aynı yöntemle davadan
çekilmeleri sağlanarak, tabiî hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açılacağı unutulmamalıdır. Ayrıca, yargılamanın devamı sırasında taraflardan birinin mahkeme hâkimi hakkında şikâyette bulunması veya aleyhine dava açması, H.M.K.’nun 36/1-d maddesinde belirtilen “davalı olmak” anlamında yorumlanamaz. Aksine bir yorum, yargılama yapan tüm hâkimlerin kötü niyetli taraflarca reddedilmesini kolaylaştıracağı gibi, bu hakkı kötüye kullanmak isteyenlerin davranışını da korumak anlamına gelir. Hiçbir hukuk kuralı, kötü niyetliyi korumaz. Aksini kabul etmek, kötü niyetli kişilerce açılacak uydurma dava ve şikâyetler sonucu, davaya bakan hâkimlerin sağlıklı, baskıdan uzak ve hür iradeleri ile görev yapmalarına engel olacaktır. Bu nedenle, reddi hâkim veya hâkimin çekilme sebepleri bulunmadığı halde, konuyu inceleyen mercinin çekilme kararının uygun bulunduğuna ilişkin kararı usul ve kanunlara aykırı görüldüğünden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.