Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1086
Karar No: 2015/6394
Karar Tarihi: 02.04.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/1086 Esas 2015/6394 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/1086 E.  ,  2015/6394 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacının 01.06.1988-30.04.2011 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak ara vermeksizin çalışmasına karşın Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 01.06.2011 tarihinde açtığı işbu davada mahkeme, davacının, 08.07.1988-30.04.1999 ve 02.10.1999-31.03.2000 arasındaki taleplerinin hak düşürücü süreye uğradığı, dava dışı işyerinden 05.02.2001 çıkışından sonraki talepleri yönünden davacının davasını ispat edememesi nedeniyle reddine karar vermiştir.
    Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup anlaşılacağı üzere çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden bu maddeyle getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Buna göre; ilgili kişi hakkında işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Bununla birlikte önemle vurgulanmalıdır ki değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz. Belirtilmelidir ki, uygulama yapılırken, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak 5 yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
    Diğer taraftan 2925 Sayılı Kanunun 2. maddesine göre Sosyal Güvenlik Kanunları kapsamı dışında olanlardan süreksiz olarak tarım işlerinde hizmet akdiyle çalışanların istekte bulunmaları kaydıyla sigortalı sayılacakları öngörülmüş olup söz konusu yasa kapsamında sigortalı olmanın isteğe bağlı bulunması 506 Sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında sigortalılığın zorunlu olup 2925-506 Sayılı Kanunun 79. Maddesi çakışması halinde zorunlu sigortalılığa üstünlük tanınacaktır.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, 05.02.2001 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada, davacının bu tarihten önce talebinin hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle mahkemece verilen red karar isabetlidir. Mahkemece, davacının 05.02.2001 tarihinden sonraki talepleri için verilen red gerekçesi isabetsizdir. Şöyle ki davacının talep konusu dönemin bir kısmında 2925 sigortalılığı hizmet akdiyle çalışmaya engel olmadığı gibi, bu dönem için yapılan araştırmada hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş, işyerinin kapsamında bulunduğu süreler (tescil dönemi) Kurumdan sorulmalı, işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumu ilgili vergi dairesinden araştırılmalı, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, uyuşmazlık konusu tarihleri içerir aylık prim ve hizmet belgeleri Kurumdan getirtilmeli, anılan belgelerde bildirimleri yapılan sigortalıların hizmet cetvelleri getirtilerek bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, belgeler düzenlenmediği veya tüm aramalara karşın sigortalılara ulaşılamadığı takdirde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli varsa tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik alacakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, bu şekilde sigortalının bu döneme ilişkin olarak kayıtlarda görülmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da, bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi