3. Hukuk Dairesi 2016/2552 E. , 2016/4580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, asıl ve birleştirilen davaları açarak, davalıların kök murisinden, harici ve resmi sözleşmeler ile taşınmazlar satın aldıklarını, bu taşınmazların üzerine binalar yaptıklarını, tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek, taşınmazların, bugünkü değerlerinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay ...Hukuk Dairesinin 2011/19664 Esas- 2012/2483 Sayılı bozma ilamıyla; "...Davalar, terditli açılmıştır. Hem tespit talebi, hem de satılıp tapuda devredilmeyen taşınmazların dava tarihindeki değerleri istenmiştir. Hukuki yarar bulunmadığından, tespit talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. Mahkemece, taşınmazlar davacıların elinden alınmadığı için, alacak davaları da reddedilmiştir. Oysa sözleşmeler geçersiz de olsalar, davacıların alacak davası açmakta hukuki yararları vardır. Çünkü davalılar tarafından davacılar aleyhine tahliye veya müdahalenin men"i davaları açılabilecektir. Tarafların delilleri toplanıp, değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde alacak davalarının reddinin, usul ve yasaya aykırı ..." olduğu gerekçesiyle bozma konusu yapılmıştır .
Yargıtay....Hukuk Dairesinin 2011/19664 Esas- 2012/2483 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ; "...Dava konusu taşınmaz ve üzerindeki muhtesatın değerinin tespitine ilişkin talebin REDDİNE, 10.816,24 TL nin davalıların murisleri ... hakkındaki miras payları oranında davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,..." karar verilmiş; sözkonusu karar birleşen dava davacısı ... vekilince temyiz edilmiştir.
HMK"nun 298/2.maddesi hükmünde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, mahkemece verilen kısa kararda "Davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile; Dava konusu taşınmaz ve üzerindeki muhtesatın değerinin tespitine ilişkin talebin reddine, 105.203,18 TL nin davalıların murisleri ... hakkındaki miras payları oranında davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; "...Dava konusu taşınmaz ve üzerindeki muhtesatın değerinin tespitine ilişkin talebin reddine, 10.816,24 TL nin davalıların murisleri ... hakkındaki miras payları oranında davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,..." şeklinde hüküm kurulmuştur.
Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır.
10.4.1992 gün ve 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.
Anılan İçtihat gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.
Bozma sebep ve şekline göre, davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.