Esas No: 2020/42
Karar No: 2021/1243
Karar Tarihi: 14.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/42 Esas 2021/1243 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
.....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI .....
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali İle Hükümsüzlük
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2019 tarih ve...... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin "..." ibareli marka tescillerinin bulunduğunu, davalının "... ..." ibareli...... sayılı marka başvurusuna müvekkili tarafından yapılan itirazların, davalı ... ...’nın 23.11.2017 tarih ve...... sayılı kararı ile reddedildiğini, bu durumun 556 sayılı KHK’nın 8-1 (b) hükmüne açıkça aykırılık oluşturduğunu, davalının söz konusu başvurusu ile müvekkilinin markalarına yanaşma amacı güttüğünü, dava konusu markada yer alan "..." ibaresinin çok küçük harflerle yer aldığını ve tali unsur olarak bile kabul edilemeyeceğini, davalı şirketin önceki tarihli markalarının kapsamında 32 ve 43. sınıf emtianın bulunmamasına rağmen, dava konusu marka başvurusunda bu sınıflara da yer verildiğini, davalı şirketin niyetinin önceki markalarının devamı niteliğinde bir başvuru yapmaktan ziyade, müvekkilinin markalarına yakınlaşmak olduğunu ileri sürerek, davalı ... ... kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkili adına tescilli pek çok "..." ibareli markanın bulunduğunu ve bunların 29, 30, 32, 35 ve 43. sınıfları kapsadığını, dolayısıyla başkaca herhangi bir şirketin markalarına yanaşma kastı iddiasının asılsız olduğunu, taraf markaları arasında hiçbir benzerliğin bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu marka başvurusuna daha önceki başvurularından farklı olarak buğday başağı sembolünün eklendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının davasına dayanak markaları ile davalının marka başvurusunun esas unsurunun aynı olduğu, davalının dava konusu marka başvurusunun yöneldiği emtia sınıfının 29, 30, 32, 43 olup, bu sınıfların davacının tescilli markalarının kapsamında aynı/benzer/ilişkili olacak şekilde yer aldığı, ancak davalının dava konusu..... sayılı marka başvurusu için adına tescilli...... sayılı markalarından kaynaklı müktesep hak koşullarının oluştuğu, bu nedenle 556 sayılı KHK madde 8/1-b koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı tarafın dava konusu başvuruda, müktesep hak oluştuğunu iddia ettiği markalardan farklı yazı karakterini kullandığını, bu yazı karakteri kullanımı ile müvekkilinin markalarında mevcut yazı karakterinin aynı olup, dava konusu markanın bu hali ile müvekkilinin markasına yakınlaştığını, ayrıca müktesep hak oluştuğu iddia olunan markalarda "..." ibaresinin hep kırmızı/mavi rekli kompozisyon üzerinde yer alırken, dava konusu markada bundan vazgeçildiğini ve tıpkı müvekkilinin markalarında olduğu üzere, "..." ibaresinin elips şekilli bir logo içinde kullanıldığını, dolayısıyla dava konusu başvurunun, davalıya ait değil, aksine müvekkili şirkete ait marka izlenimi yarattığını, eski markaların esasalı unsurunun farklılaşması suretiyle oluşturulan yeni markanın, müktesep hak iddiasından yararlanamayacağını, davalı şirkete ait markaların hiçbirinin 43. sınıfta tescili yokken, dava konusu marka başvurusunda 43. sınıfta da tescil talebinin olduğunu, 556 sayılı KHK 8/1 maddesi kapsamında, müvekkilinin itiraza mesnet markaları ile davalının dava konusu marka başvurusunun aynı olması ve tescilli oldukları mal ve hizmetlerin de aynı veya aynı tür ve benzer olması nedeniyle, dava konusu..... numaralı markanın tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne ve ....... sayılı kararının iptaline karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, istinaf istemine konu uyuşmazlığın, davalı şirketin "... ..." ibareli dava konusu başvuru markasına, davacı tarafın ... kararında geçen itirazına mesnet "..." ibareli markaları karşısında, davalı şirketin önceki markalarının kazanılmış hak sağlayıp sağlamayacağı noktasında bulunduğu ve davacının bu davayı 556 sayılı KHK'nin 53. maddesinde belirtilen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açtığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 19.09.2008 tarih ve ....... sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için, kazanılmış hakka dayanak teşkil eden tescilli marka ile yeni markadaki ibarelerde, asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve ...... sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olup, buna göre yapılan değerlendirmede, dava konusu başvuru markasının, birinin ucunda başak figürü bulunan iki yay şekli içerisine kırmızı harflerle yazılmış olan "..." ibaresinden oluştuğu, davacının itirazına mesnet markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsurunun da "..." ibaresi olduğu, taraf markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsur olarak müştereken "..." ibaresini içermesi karşısında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşıdıkları, davalının başvurusuna konu markada, "..." kelimesinin, birinin ucunda başak figürü bulunan iki adet yay şekli ile çerçevelenmesi ve ucunda başak figürü bulunan bu yay figürleri için, başak figürü ile tamamen ilgisiz şekilde, davacı markaları ile benzeyen lacivert rengin seçilmesinin, başvuru markasını davacının markalarına yakınlaştırdığı ve görsel benzerliği artırdığı anlaşılmıştır.
Davacının itirazına mesnet markalarıyla müştereken aynı kelimeyi içeren davalının başvurusunun, benzer şekil unsurunun kullanılması suretiyle davacı markasına yakınlaşması nedeniyle de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin müktesep hak müessesesine ilişkin belirlediği kriterler çerçevesinde, dava konusu markada müktesep hak iddia edilen tescilli markanın aslı unsuru olan "..." kelimesinin muhafaza edildiği, ancak marka örneğinin davacı markalarına yakınlaşma çabası ve iltibas tehlikesi içerdiği için davalının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Nitekim aynı taraflar arasında görülen, davalı şirketin yine birinin ucunda başak figürü bulunan lacivert renkli iki yay şekli içerisine kırmızı harflerle yazılmış olan ..... numaralı ve "..." asıl unsurlu başka bir marka başvurusunun konu edildiği benzer bir uyuşmazlıkta da aynı gerekçelerle davalının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı kabulüyle verilen Dairemizin 13.02.2020 tarih ve....... Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24.02.2021 tarih ve .....
Bu itibarla, mahkemece marka tescil kapsamları aynı tür veya benzer bulunan davalının başvurusu ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, 6769 sayılı SMK'nın 6/1. maddesi gereğince iltibas bulunduğu, davalının önceki markalarına dayalı kazanılmış hakkının ise bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalının önceki markaları nedeniyle müktesep hakkının bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
HMK'nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 ...... sayılı kararının İPTALİNE,
3-Davalı Şirket adına 13.02.2018 tarihinde tescil edildiği anlaşılan ...... sayılı "... ..." ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkinine,
4-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90 TL. harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL'nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 41,10 TL ilk masraf, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 234,20 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 81,23 TL olmak üzere toplam 2.156,53 TL yargılama gideri ve 35,90.TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.192,43 TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021
Başkan
...
Üye
...
Üye
...
Katip
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.