10. Hukuk Dairesi 2015/2762 E. , 2015/6512 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davacının açmış olduğu davada eksik gider avansının verilen süreye rağmen yatırılmadığı görülmekle davanın HMK 114/1-g ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı kurum, 20.07.2011 tarihli iş kazası sonucu yaralanan sigortaya yapılan sosyal sigorta yardımlarından oluşan kurum zararının rücuan tazminini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi ve dosya gidiş dönüş ücreti olmak üzere toplam 550 TL’ nin mahkeme veznesine yatırılmasına karar verildiği, ancak gerekli masrafın davacı tarafça yatırılmadığı, bu kez 11.12.2014 tarihli celsede davacı tarafa gerekli masrafı yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde gerekli masrafın yatırılmadığı takdirde davanın HMK 114/1-g ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddolunacağının ihtar edildiği, buna rağmen 25.12.2014 tarihli celsede de davacı tarafça gerekli masrafın yatırılmadığı anlaşılmakla, davanın HMK 114/1-g ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dava açarken yatırılan gider ile yargılama sırasında davacıdan bilirkişi incelemesi yaptırılması için istenen gider bir birinden farklı iki usul işlemidir. Dava açarken istenen gider, gider avansı olduğu halde, yargılama sürerken bilirkişi incelemesi yaptırılması için istenen gider delil ikamesi avansıdır. Bu iki usul işlemi HMK"da farklı maddelerde düzenlenmiş olup, hüküm ve sonuçları bir birinden farklıdır. Gider avansı HMK"nun 120 nci maddesinde, gider avansının dava şartı olduğu aynı yasanın 114 üncü maddesinde, dava şartının bulunmamasının hukuki sonuçları ise aynı Yasanın 115 inci maddesinde düzenlenmiştir. Delil ikamesi avansı ise HMK"nun 324 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Gider avansının yatırılmış olması bir dava şartı olup gider avansının yatırılmaması durumunda dava, dava şartı yokluğundan usulden reddedilir. Delil ikamesi avansının yatırılmaması durumunda ise talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Gider avansı kalemleri içinde, delil ikamesi avansı kalemlerinin bulunmaması gerekir. Bir başka anlatımla, gider avansı hesaplanırken, delil ikamesi avansında yer alan kalemler (örneğin bilirkişi ücreti, keşif gideri) gider avansı hesabına dahil edilmemelidir. Bu nedenle, somut olayda mahkemece davacıdan istenen bilirkişi ücreti gider avansı olmayıp, delil ikamesi avansıdır. Az önce de belirtildiği üzere delil ikamesi avansının yatırılmamasının hüküm ve sonuçları, gider avansının yatırılmaması hüküm ve sonuçlarından farklıdır.
Özetle, mahkemece davacıdan istenen giderin yatırılmasına ilişkin davacıya süre verilmesine dair ara kararda; istenen giderin gider avansı mı yoksa delil ikamesi avansı mı olduğu açıkça belirtilmelidir. İstenen giderin miktarı net olarak kararda yer almalıdır. İstenen giderin nereye ve hangi süre içerisinde yatırılması gerektiği açıkça yazılmalıdır. Verilen sürenin kesin olup olmadığı ara kararında açıkça belirtilmelidir. Verilen kesin süre içerisinde giderin yatırılmaması durumunda bunun hüküm ve sonuçları açıkça ve tek tek ara kararda yazılmalıdır. Verilen kesin süre içerisinde giderin yatırılmaması durumunda bunun hüküm ve sonuçlarının açıkça ve tek tek davacıya (ya da vekiline) anlatıldığı da ara kararda yer almalıdır.
Dosya kapsamına göre, Mahkemece, 20.11.2014 tarihli celse de davacı avukatının sunduğu mazeret kabul edildikten sonra, tarafların yokluğunda kurulan ara kararda, “Dosyanın ... Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilerek kusur oranının belirlenmesi bakımından iş güvenlik hukuku konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii ile rapor düzenlenmesinin istenmesine, kusur raporu alındıktan sonra dosyanın Mahkememize iade edilmeyerek konusunda uzman bir hesap uzmanına tevdii ile hesap konusunda rapor alınmasının istenmesine,
Bilirkişi ücreti olarak 250,00"şer TL "den toplam 500,00 TL ücret takdirine, dosyanın gidiş dönüş ücreti 50,00 TL olmak üzere 550,00 TL’ nın davacı tarafça 2 haftalık süre içerisinde mahkemeler veznesine yatırılmasına, yatırıldığında makbuzun dosyamıza ibraz edilmesine,” denilerek süre verildiği, müteakip 11.12.2014 tarihli celse de ise yine davacı avukatının mazereti kabul edilerek, tarafların yokluğunda kurulan ara kararda, “Davacı tarafa bilirkişi ücretini yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde gerekli ücret yatırılmadığı takdirde davanın HMK 114/-1-g-115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddolunacağının ihtarına, (ihtarat yapılamadı)” denilerek süre verildiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi ücretini yatırması için davacıya süre verilmesine dair ara kararın HMK"na uygun olmadığı görülmüştür. Buna göre, kurulan ara kararlarda, daha önce avans yatırılıp yatırılmadığı, yatırılmış ise takdir ve tespit edilen bilirkişi giderini karşılayıp karşılamadığı, avans hiç yatırılmamış veya yetersiz ise tamamlanması gereken miktarın ne kadar olduğu, avansın türü, nereye yatırılması gerektiği, kesin sürenin ne zaman başlayacağı hususları yer almamıştır. Ayrıca, ara kararda, “... kesin süre içerisinde gerekli ücret yatırılmadığı takdirde davanın HMK 114/-1-g-115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddolunacağının ihtarına, (ihtarat yapılamadı)...” denmiştir. Mahkemece, bilirkişi giderinin delil ikamesi avansı olup, avansın yatırılmaması durumunda dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilemeyeceği, davacı avukatının yokluğunda kurulan ara kararın yöntemince ihtar edilerek, verilen kesin süre içerisinde avansın yatırılmaması durumunda bunun hüküm ve sonuçlarının açıkça ve tek tek davacı avukatına bildirilmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
O halde yapılacak iş; HMK’nun 266. maddesi uyarınca, dosya kapsamı itibariyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilecek ise, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında delil ikamesi avansının yatırılması için yöntemince kurulacak ara kararla kesin süre verilmeli, yatırılmaması halinde hüküm ve sonuçları usulünce açıklanarak ihtarat yapılmalı ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.