Esas No: 2018/2102
Karar No: 2021/1141
Karar Tarihi: 14.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2102 Esas 2021/1141 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2102 Esas
KARAR NO: 2021/1141
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI: 2015/318 Esas, 2018/333 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak itiraz ederek takibi durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, faturada belirtilen malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı tarafça takibe konu fatura içeriği malların, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre ortaklarından olan ...'a imza karşılığında teslim edildiği, getirtilen BA ve BS formları itibariyle taraflar arasındaki süre gelen ticari ilişki, davalının defterlerini incelemeye sunmaması, buna rağmen incelenen davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş, birbirini teyit eder mahiyette ve süresinde tasdikli olması sebebiyle lehine delil oluşturduğu ve buna göre de bilirkişi tarafından tespit edildiği haliyle, davacının takip konusu ettiği asıl alacak olan 37.272,95 TL ye ilişkin itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile davacının davasını kabulüne, davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasındaki 37.272,95 TL'lik kısma ilişkin itirazın iptali ile takibin bu kısım yönünden aynı şartlarla devamına, kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 7.454,59 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, mahkemenin 11.07.2018 tarihli ek kararı ile; gerekçeli kararın davalı vekiline 23.5.2018 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin 09.07.2018 tarihinde gönderdiği dolayısıyla 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra istinaf talebinde bulunduğu gerekçesi ile HMK.346. maddesi uyarınca davalı vekilinin süresinde olmayan istinaf talebinin REDDİNE karar verilmiştir. Ek karar davalı vekiline 17.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçeli kararının davalı avukatlarından ...’ın ev adresine 23.05.2018 Tarihinde TK. Madde 21/2’e göre tebliğ edildiğini, bu sebeple söz konusu karardan 05.07.2018 tarihinde haberlerinin olduğunu, söz konusu tebligatın yasaya aykırı olarak yapıldığını, TK madde 21/2'ye göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle normal tebligat yapılması bunun bila tebliğ dönmesi durumunda TK madde 21/2'ye göre tebligat yapılabileceğini, ayrıca zarfın üzerinde tebligatın 21/2'ye göre yapılacağı hususunun da belirtilmediğini, bu bakımdan avukata, avukatlık işlerinden dolayı ilk tebligatın bila dönmesinden sonra barodan adres bilgilerinin alınarak, söz konusu adrese tebligat yapılması gerekirken TK madde 21/2’e göre tebligat yapılamayacağının aşikar olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasına, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, fatura alacağının tahsili amacı ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Öncelikle gerekçeli kararın davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin süresinde olup olmadığı hususunun aydınlatılması gerekmektedir. Gerekçeli kararın davalı vekili ...’ın "... Mahallesi ... Sokak No:... Tuzla/İstanbul" adresine tebliğe çıktığı, en yakın komşusu ... tarafından muhatabın çarşıda olduğunun beyan edilmesi ve imzadan imtina etmesi nedeni ile PTT görevlisi tarafından tebligatın mahalle muhtarına teslim edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, en yakın komşusu ...'e haber verilerek tebligat işleminin tamamlandığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 maddesi gereğince “ vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ asıl tebliğ tarihi sayılır”. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” başlıklı 17. Maddesinde; ''Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır'' Aynı yasanın 20 nci maddesine göre; "...13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır." Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Meslek ve sanat erbabına tebligat” başlıklı 26. maddesinde de; ''Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması hâlinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır'' Tebligat Kanunu'nun ''Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina'' başlıklı 21. maddesinde; ''Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./5. md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki (Değişik ibare: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.)fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.'' hükmü yer almaktadır. Buna göre Avukatlara yapılacak tebligatlar da 17. ve 21.maddedeki amir hükümler çerçevesinde Tebligat Kanunu, Tebligat Tüzüğü ve ilgili Yönetmelik çerçevesinde usulüne uygun olarak yapıldığı takdirde geçerli olacaktır. Somut davada gerekçeli karar, davalı vekili Av. ... tarafından Uyap sistemine tanımlanmış adres üzerinden Uyap ortamında oluşturulmuş tebligatla tebliğ edilmiştir. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde Av. ...'a TK'nun 21/2. Maddesi gereğince tebligat yapıldığını belirtmişse de; 23.05.2018 tarihinde adreste kimsenin bulunmaması üzerine TK 21/1. Maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı ve yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu, mahkeme ek kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK' nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davalı tarafından peşin yatırılan 636,53 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 577,23 TL'nin davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.