3. Hukuk Dairesi 2015/5254 E. , 2016/4735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen abonelik iptali işleminin kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının, davalı şirkette elektrik abonesi olduğunu ve müvekkilinin hiçbir borcu olmamasına karşın davalı şirket tarafından elektriğin kesildiğini belirterek, yasaya aykırı olan abonelik iptali işleminin kaldırılmasını ve elektriğin tekrar açılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/05/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında; davalı kurum ile anlaştıklarını ve elektriğin yeniden açıldığını ve davanın konusuz kaldığını, davalı ile yalnızca yargılama giderleri konusunda uzlaşamadıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kiracı olarak kullandığı konutundaki aboneliğinin, dava dışı mülk sahibinin talebi üzerine kesildiğini ancak davacının başvurusu üzerine aboneliğin tekrar başlatıldığının belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu aboneliğin yeniden tesis edildiği anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
.../...
-2-
Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticarî veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticarî veya meslekî olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay incelendiği; davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğu, abone grubunun mesken olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davacının da 4077 sayılı yasa kapsamında, ""tüketici"" tanımına uyduğu açık olup, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.