Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/27368
Karar No: 2014/15371
Karar Tarihi: 23.06.2014

Özel hayatın gizliliğini ihlal - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/27368 Esas 2014/15371 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Sanığa özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan dava sonucunda, dosya içeriği incelenerek yapılan yargılama sonucunda suçun işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle sanık beraat etmiştir. Sanığın katılanla aralarındaki duygusal ve fiziksel yakınlaşmanın bilindiği, konuşmalarının kaydedilmesinden önce işlenen suçlara dair dava açıldığı, kayıtların sanık tarafından kaydedilip ifşa edilmediği ve suçun yasal unsurlarının gerçekleşmediği tespit edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu 5237 sayılı TCK'nın 132/1-2. maddelerinde, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ise 132/3. maddesinde tanımlanmıştır.
12. Ceza Dairesi         2013/27368 E.  ,  2014/15371 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
    Hüküm : Beraat

    Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, sanık hakkında kurulan hükmün niteliği ve süresi içerisinde talepte bulunulmaması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede:
    Dosya kapsamına göre, sanığın, katılan ile aralarında geçen konuşmaları gizlice kaydedip, bu konuşmaları içeren ses kaydını, katılanın eniştesi olan tanık ..."e ve üçüncü kişilere dinletmek suretiyle ifşa ettiği iddiasına konu olayda;
    İncelenen dosyada, sanık ve katılan arasında akrabalık ilişkisi olup, tarafların 1999 yılında duygusal boyutta arkadaşlık ilişkisi içerisine girdikleri, 09.03.2010 tarihinde ise bir otoparktaki araç içerisinde yarı çıplak halde alenen cinsel ilişkiye girerken yakalanıp, hayasızca hareketler suçunu işledikleri iddiasıyla haklarında dava açıldığı, gerek sanığın eşi tanık ..., gerek katılanın eşi tanık ..."in anlatımlarına göre, sanık ve katılan arasındaki duygusal ve fiziksel yakınlaşmanın adı geçen tanıklar tarafından bilindiği,
    2011 yılında, sanık ile katılan arasındaki konuşmaları içeren kayıtların bulunduğunu öğrenen ve katılanın eniştesi olan tanık ..."ün, sanıkla görüşüp, imha edeceği sözüyle bu kayıtları içeren kaseti sanıktan aldıktan sonra, katılan, katılanın eşi tanık ... ve kendi eşi tanık ..."ın bulunduğu ortamda, kaset içeriğindeki konuşmaları dinlettiği ve bahse konu kaseti katılana verdiği,
    Soruşturma aşamasında düzenlenen 28.02.2011 tarihli ses kayıtlarını içeren kasetin çözümüne ilişkin tutanak ve alınan beyanların içeriğine göre, sanık tarafından kaydedilen ve sanık ile katılan arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinde, zaman zaman sitemde bulunan ve ilişkileri boyunca birbirlerini başkaları ile aldatıp aldatmadıklarını sorgulayarak, münakaşa eden tarafların, aynı zamanda, “Canım.”, “Aşkım.”, “Canımın içi.” vb. hitaplarla ilişkileri süresince nerede, ne şekilde ve kaç defa cinsel ilişkiye girdiklerine dair açıklamalarda bulundukları, ayrıca, katılanın, “Bizim yaşadığımız aşkı gençler yaşamaz.”, şeklinde birbirlerine yönelik cinsel içerikli sözler sarf ettikleri, A ve B yüzünden oluşan kasetteki konuşmaların kaydedildiği tarih ile ilgili bir tespit yapılmamış olmakla beraber çözümü yapılan kayıtta yer alan, sanığın, “Dile kolay, ta kaçta başlamıştık biz o zaman, doksan dokuzda başlamıştık, ya dimi, bu gün iki bin beş, çok yani, gerçekten çok, düşündüğün zaman ya, bir evliliğin dörtte biri ya.” şeklindeki konuşmasına ve katılanın bu ve buna benzer kasetlerle sanığın yıllardır kendisine şantajda bulunduğuna dair iddialarına nazaran, konuşmaların kaydedilme tarihinden itibaren uzun süre geçtiği,
    Katılan, sanık tarafından, şikayete konu kaset içeriğindeki konuşmalar, tanık ..."e dinletildikten sonra, adı geçen tanığa verildiğini iddia etmiş ise de, tanık ..."ün, kaseti, “İmha edeceğim.” diyerek sanıktan aldığını, içeriğini dinlediği ve dinlettiği esnada ise, sanığın yanında olmadığını, kaseti imha etmeyip, katılana vermesinden dolayı da sanıkla tartıştıklarını ifade ettiği,
    Katılanın kız kardeşi olan tanık ..., kaset içeriğinin sanık tarafından kendisine dinletildiğini, bu esnada, sanığın eşi olan tanık ..."nın, sürekli mutfağa gidip gelmesi ve içeri geldiğinde de sanığın teybi kapatmasından dolayı kasetteki konuşmaları duymadığını, katılanın oğlu olan tanık ..., kaset içeriğini, yarı yıl tatilinde, sanığın evinde, sanık tarafından dinletilmesi üzerine öğrendiğini ifade etmiş ise de, adı geçen tanıkların anlatımlarının tanık ... tarafından doğrulanmadığı ve sanık tarafından da kabul edilmediği,
    Özetlenen dosya içeriğine göre; sanığa isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"da suç olarak düzenlenmiş olup, şikayete konu kayıtların bu tarih ve sonrasında kaydedildiğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı gibi, sanığın tarafı olduğu haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 132/1-2. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal başlığı altında suç olarak tanımlandığı,
    Bu durumda, imha edilmek üzere kaseti tanık ..."e veren sanık, tarafı olduğu haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda ifşa etmediğinden, TCK"nın 132/3. maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurları somut olayda gerçekleşmediği gibi, kaset içeriğindeki katılanın konuşmalarının, iddia olunan suç tarihi ve öncesinde, sanık tarafından ifşa edildiğine ve sanığın katılanın özel hayatına ilişkin ses kayıtlarını ifşa etme kastıyla hareket ettiğine dair, savunmanın aksine, sanığın mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla,
    Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi