Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6557
Karar No: 2016/4756
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/6557 Esas 2016/4756 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/6557 E.  ,  2016/4756 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, maddi tazminat yönünden kabulün yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde;davalı kurumun müvekkiline 2007 yılı Aralık ayına ilişkin 35.808,66 TL fatura gönderdiğini ve elektriğin kesilmesi üzerine taraflar arasında ihtilaf oluştuğunu, müvekkilinin menfi tespit davası açtığını, dava sonucunda müvekkilinin 4.574,65 TL borçlu olduğu, 31.234,01 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, karar içeriğinde faturanın herhangi bir dayanağı olmadığı varsayıma dayalı olarak hazırlandığının belirtildiğini, davacının bu afaki miktarı ödeyemediği için elektriğinin kesildiğini ve bu nedenle arazisindeki ağaçların zarar gördüğünü, açtıkları menfi tespit davasında ağaçların kuruma tehlikesini bildirdirerek elektriğin tedbiren açılmasını talep ettiklerini ancak mahkemece tedbir kararı verilmediğini, susuzluk nedeniyle müvekkilinin 980 adet 25 yaşlarında mandalina-portakal ağacının kuruduğunu, bu kuruma sonucunda 2008,2009,2010,2011 yıllarına ilişkin ürün kaybının söz konusu olduğunu, şayet davalı tarafından doğru miktarda borç fatura edilseydi müvekkilinin bu miktarı rahatlıkla ödeyip ağaçların kuruması durumu ile karşılaşmayacağını ileri sürerek, kuruyan ağaç bedelleri ve yıllar itibariyle ürün kaybının belirlenmesini ve ürün kaybının yaşandığı 2008 yılı Mart ayından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca uzun yıllar emek harcayarak büyüttüğü ve tam verim elde etmeye başladığı ağaçların kurumasının müvekkilinde manevi zarara yol açtığını ileri sürerek 15.000 TL manevi tazminatın da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu ile belirlenen 360.666,09 TL üzerinden harcını 28.05.2013 tarihinde ikmal etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde ; davanın 2008 yılında meydana geldiği belirtilen zararı ve zararı vereni öğrenilmesinden sonra bir yıl içinde açılması gerektiğini bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının elektrik faturasına itirazının kurumca reddi üzerine menfi tespit davası açtığını, kesilen elektriklerinin tedbiren açılmasını talep ettiğini, mahkemece tedbire gerek olmadığına karar verildiğini, yasal olmayan şekilde aboneye elektrik verilmesinin mümkün olmadığını, davacının ağaçlarının kurumaması için yapabileceği başka çözüm yolları olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkemece; davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile, 2.000 TL manevi tazminatın 31.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile, 21.998,81 TL "nin 31.12.2008, 24.605,00 TL"nin 31.12.2009, 26.013,31 TL"nin 31.12.2010, 26.863,16 TL"nin 31.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 261.185,81 TL ağaç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1-Manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlar kanunu 49 (Türk Borçlar Kanununun 58.) maddesi gereğince, kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 24 ve 25.maddeleri hükmüne göre de; hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse, saldırıda bulunanlara karşı hakimden korunmasını isteyebileceği gibi, maddi ve manevi tazminat da talep edebilir.
Buradaki şahsi menfaatten maksat, kişilik haklarına doğrudan doğruya bağlı haklardır. Mala verilen zarar kişilik haklarına tecavüz mahiyetinde olmayıp, manevi tazminat verilmesini gerektirmez. Davacının şahsına bağlı sağlık, yaşam, isim gibi kanunen korunması gereken kişisel değerlerine bir tecavüz yapıldığı iddiası da mevcut değildir. O halde manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda, davacının davalı şirket tarafından 2007 Aralık ayında tahakkuk ettirilen 35.808,66 TL miktarındaki fatura nedeniyle Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/256 E. sayılı dosyası ile 11.06.2008 tarihinde menfi tespit davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda 27.07.2010 tarihinde 2010/228 K. sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16.05.2012 tarih ve 2012/5602-12532 E.K. sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği ve kararın 02.07.2012 tarihinde kesinleştiği, söz konusu davada elektriğin açılması için tedbir talebinde bulunduğu ancak mahkemece tedbir karar verilmediği, menfi tespit kararının kesinleşmesi sonrasında davacıya elektrik verildiği, davacının temyize konu davasını ise 06.08.2012 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle iken, davacının eldeki dava öncesinde açtığı menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verilmesi, davacının arazisindeki 980 adet gibi çok sayıda meyve ağacının aradan geçen 4 yıl gibi uzun bir sürede alternatif sulama yöntemleri ile sulanmayarak kurumasına yol açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da dikkate alınarak, davacının meydana gelen olayda müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilmeli ve hükmedilen maddi tazminat miktarından Türk Borçlar Kanununun 52. maddesi gereğince uygun bir indirim yapılması gerekirken, aksi yönde alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi