Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/680
Karar No: 2013/7239

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/680 Esas 2013/7239 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/680 E.  ,  2013/7239 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Yörede 1953 yılında 5602 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastroda ... Köyü 55 parsel sayılı 4920 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... adına tesbit edilmiştir. Orman Yönetimini temsilen .... Orman Bölge Şefi ....15.05.1954 tarihli yazıyla, parselin 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanunun 1. ve 25. maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tesbit tutanağına itiraz etmiş, .... Orman Bölge Şefliği logolu ve Orman Bölge Şefi .... imzalı 13.05.1955 tarihli yazıyla; .... Orman İşletme Müdürlüğünün 10.05.1955 tarih ve 4353 sayılı emirlerine atfen .... Köyü Birliğine dahil 55 numaralı parselin itirazından vazgeçildiği bildirilmiş, Karaisalı Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 22.06.1955 gün ve 1955/52-621 sayılı "vazgeçme nedeniyle itirazın REDDİNE, parselin tesbit gibi tesciline" ilişkin karar infaz edilerek davalılar adına tescil edilmiştir.
    Ancak; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1999 yılında yapılan ve 08.02.1999 tarihinde ilân edilen orman kadastrosunda taşınmazın orman kadastro sınırları içersinde bırakılması nedeniyle tapu kaydı maliklerince Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/77 Esasında; 10 yıllık süre içersinde tapuya ve kesin hükme dayanılarak orman kadastrosunun iptali ve elatmanın önlenmesi davası açılmış, mahkemece; Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin işlemin iptaline ve taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına, Hazine aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hükmün, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Dairenin; 07/04/2005 gün ve 2005/2668 E. - 2005/4107 K. sayılı ilâmıyla [""İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacıların Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 25.06.1955 gün ve 1955/52-621 sayılı kesin hükmün ilgilinin kanunun öngördüğü süre içerisinde orman kadastrosuna itiraz davası açması halinde uygulanacağı, kesin hükme dayanılarak dava açılmadığından orman kadastrosunun kesinleşmesi halinde hak düşürücü sürenin kesin hükümden önce gelmesi nedeniyle artık gözönünde bulundurulamayacağı, H.G.K.’nun 20.03.1996 gün ve 1995/20 E.- 1086/174 K. sayılı kararı gereği ise de, somut olayda; kesin hükümle oluşan bu tapu kaydına dayanılarak 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince açılan orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,""] karar verilmiştir.
    Davalı ... Yönetim vekilinin karar düzeltme istemi Üzerine, Dairenin 22/12/2005 gün 2005/12548 - 16129 sayılı iade kararı ile;
    [""1-Yapılan incelemede: Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 25/06/1955 gün ve 1955/52-621 sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. 1955/52 - 621 sayılı kararın taraflarına tebliğ edilip edilmediği hususu araştırılıp tapu müdürlüğündeki dosyası getirtilip dosyaya eklendikten sonra; hüküm tebliğ olunmamış ise, taraflarına usûlünce tebligat yapılıp; gerekli temyiz süresinin beklenmesi;

    2- Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 25.06.1955 gün ve 1955/52 - 621 sayılı dava dosyasında yer alan Orman Bölge Şefliğinin 13/5/1955 tarih ve 4353-680 numaralı davadan feragat yazısının dayanağı OLUR’un bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak, buna ilişkin belgenin dosyaya eklenmesi,""] istenilerek dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) Karaisalı Orman İşletme Şefliğinin 16/06/2006 gün ve 421 sayılı, yine Karaisalı Orman İşletme Müdürlüğünün 20/06/2006 gün ve 3863 sayılı yazılarında ""feragat yazısının dayanağı olan OLUR’un bulunamadığı,"" bildirilmiştir.
    Bunun üzerine; Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 25/06/1955 gün ve 1955/52-621 sayılı "vazgeçme nedeniyle itirazın REDDİNE, parselin tesbit gibi tesciline" ilişkin kararının kesinleşmediği kabul edilerek, 27/03/2008 tarihinde yapılan tebligat üzerine hüküm davalı ... Yönetim vekili tarafından 03/04/2008 tarihinde temyiz edilmiştir. Dairenin 24.09.2008 gün ve 2008/7374 - 11843 sayılı ilâmıyla özet olarak; ["" Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Gezici Arazi Kadastro Mahkemesince, itirazdan vazgeçme nedeniyle davanın reddine ve parselin tesbit gibi tesciline karar verilmişse de; Adana Orman İşletme Müdürlüğünün 07.02.2005 gün ve B.18.1.OGM.10101MA - 1072 sayılı yazısında çekişmeli 55 sayılı parselle ilgili itirazdan yönetimlerince vazgeçildiğine ilişkin 13.05.1955 günlü vazgeçme yazısı ve eklerinin 1998 yılındaki deprem nedeniyle bulunamadığı bildirilmiştir. 14.06.1937 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 3204 sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilat Kanunun Geçici 7. maddesi gereğince "özel birim kuruluncaya kadar, her çeşit orman davalarının 2573 sayılı Kanun hükümlerine göre Hazine Avukatlarınca takip edileceği", 31.07.1940 tarihinde yürürlüğe giren ve vazgeçme tarihinde yürürlükte bulunan 3904 sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilat Kanununa Ek Kanun ile Orman Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin kuruluşu tamamlanmıştır. Bu Kanunun 1 ve 2. maddeleri ile ormanlarla ilgili davalarda Orman Yönetiminin, Orman Genel Müdürlüğünün kadrolu ya da sözleşmeli avukatları veya dava vekilleri tarafından temsil edileceği, Kanunun 2/3. maddesinde, Orman avukatı veya dava vekili bulunmayan yerlerde ve zamanlarda, Orman Yönetimini yargısal makamlarda temsil ve bunlara ait görevleri o yerin en yüksek dereceli orman memuru veya bu memur tarafından görevlendirilecek diğer her hangi bir orman memurunun yapacağı öngörülmüş, aynı Kanunun 8. maddesinde “Açılmasında fayda olmayan davaların ikamesinden sarfınazar etmeğe ve idare leh ve aleyhine açılıp takip ve intacından ve aleyhe verilen hükümlerine temyizinde menfaat mutasavver olmayan 500.00.-TL"ye kadar davalarda icra işlerinin takibinden ve verilen hükümlerin temyiz takibatından vazgeçmeye veya bu kabil davaları sulhan halle ve dava kayıtlarının terkinine Umum Müdür selahiyetlidir. 500.00.-TL"den yukarı olan dava ve icra takipleri hakkında ziraat vekilinin muvafakatı şarttır” hükmü bulunmaktadır. Bu Kanun hükümlerine göre Orman İşletme Müdürlüğü ve Bölge Şefliği gibi yerel diğer birimlerine itiraz ya da davadan vazgeçme yetkisi verilmemiştir. Karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 34 ve 37. maddelerinde “Yargı mercilerinde dava ve işlerin yürütülmesi, idarenin temsili” hususları düzenlenmiş ve taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda açılan dava ve itirazdan vazgeçme konusunda Orman Bölge Şefliklerine yine her hangi bir yetki verilmemiştir. Mahkemece kanuna ve yöntemine uygun itirazdan vazgeçme bulunmadığı gözetilerek, davacı ... Yönetiminin iddia ve delillerinin sorularak yargılamaya devam olunması gerekirken, vazgeçme nedeniyle itirazın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,""] karar verilmesi üzerine, dosya Karaisalı Kadastro Mahkemesinin 2009/1 esasına kaydı yapılmış, mahkemece 15/07/2009 gün ve 2009/1-3 E.K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın bulunduğu Karaisali İlçesi, Memişli Köyünün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 08/05/2008 gün ve 189 sayılı kararı ile Adana İli, Çukurova İlçesi yargı çevresine alınmış olduğundan, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ve görevli Adana Nöbetçi Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir. Bu kez, Adana Kadastro Mahkemesi, 31/03/2010 gün ve 2009/4 E. - 2010/5 sayılı kararıyla; Kadastro Kanununun 26/son maddesine göre kadastro tutanağının tutulduğu yer mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu kabul edilerek, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ve görevli Karaisalı kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir. Dosya merci tayini için Yargıtaya gönderilmiş ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24/09/2010 gün ve 2010/7930-7294 E.K.

    sayılı ilamında ""Yeni ilçe kurulması söz konusu olmadığı sadece belde sınırlarında idari değişiklik yapıldığı anlaşıldığından Karaisalı Kadastro Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine,"" karar verilmiş ve yapılan yargılama sonunda Karaisalı Kadastro Mahkemesinin 21/11/2012 gün ve 2010/6 E. 2012/12 sayılı kararı ile davanın kabulüne ve Memişli Köyü 55 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı gerçek kişi Sevim Turunç tarafından temyiz edilmiştir.
    Eldeki dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Yörede 08.02.1999 tarihinde ilân edilen ve eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ile 2/B madde çalışması bulunmaktadır.
    Mahkemece uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek yazılı biçimde hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda 1957 basımı memleket haritasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın bağ rumuzlu münferit yapraklı ve çalılık alanda görüldüğü ve eğiminin % 8-10 olduğu belirtilmiş, ayrıca; dava konusu yere ait hava fotoğraflarının incelenebilmesi için 1950 yılının başlarına ait aynı tarihte çekilmiş, eşit ölçekli, aynı şerit ve film numaralı ve birbirini takip eden fotoğraf numaralı 2 veya 3 adet hava fotoğrafının Harita Genel Komutanlığından getirtilmesi gerektiğinden, bundan sonra taşınmazın o tarihteki gerçek örtüsünün saptanabileceğinden sözetmiştir. Mahkemece, bu eksiklik giderilmemiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz davası olup, çekişmeli taşınmazın kadastrosu 5602 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılmıştır. Taşınmaz 1957 tarihli memleket haritasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın bağ rumuzlu, münferit yapraklı ve çalılık alanda görüldüğü ve eğiminin % 8-10 olduğu belirtildiğine ve dava 1953 yılında yapılan kadastro tesbitine itiraza dönüştüğüne göre, taşınmazın hâli hazır durumuna göre değil o tarihteki resmi belgelerdeki konumunun ve eylemli durumunun, bitki örtüsünün hava fotoğraflarından yararlanılarak saptanması ve hukuki sorunun buna göre çözümlenmesi gerekir. Bu nedenle;
    Mahkemece, 1950’li yıllara ait eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığına) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel

    verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca; Memişli Köyü 55 parsel sayılı taşınmaz yörede 1953 yılında yapılan tapulamada gerçek kişiler adına tesbit edilmiş, Orman Yönetimi Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinde dava açmış ve yönetimin bu davadan feragat etmesi nedeniyle mahkemenin 25.06.1955 gün ve 1955/52-621 sayılı kararı ile dava reddedilmiş ve hükmün kesinleşmesi üzerine 55 sayılı parsel gerçek kişiler adlarına tapuya tescil edilmiş ise de, yukarıda anlatılan aşamalar nedeniyle ortada kesinleşmiş bir ilâm ve kadastro tesbit tutanağı henüz bulunmamaktadır. Çekişmeli 55 parsel sayılı taşınmaz hakkında Karaisalı Kadastro Mahkemesinde açılan ve yürütülen kadastro tesbitine itiraz davası halen temyiz inceleme aşamasında derdest olduğuna göre, bu dava nedeniyle yörede 1999 yılında yapılan orman kadastrosu kesinleşmiyeceğinden, eldeki dava kadastro tesbitine itiraz davası yanında aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüşür.
    Kural olarak; 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre açılan orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla kadastro mahkemesi görevlidir. Görev; kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen kendiliğinden gözetilmelidir.
    Somut olayda; davaların geçirdiği aşamalar nedeniyle eldeki dava aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasını da içerdiğinden ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre bu tür davalara bakmakla kadastro mahkemesi görevli olduğundan, her iki dava arasındaki maddi ve hukuki bağlantı nedeniyle HMK."nun 166. maddesine göre davalar birleştirilerek görevli bulunan kadastro mahkemesinde bakılması gerektiği de ayrıca düşünülmelidir.
    Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi uyarınca; "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" hükümleri uyarınca davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil harç ve yargılama giderlerine hükmolunamayacağı da düşünülmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 26/06/2013 günü oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi