20. Hukuk Dairesi 2013/4469 E. , 2013/7297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi, birleşen dosya davacıları ... ve ... ile davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi,....Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak, dava dilekçesine ekli paftada gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanın orman sınırları içine alınması ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle Köy Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazlar tesbit edildikten sonra davacı ... Yönetimi, 06.03.2013 günlü dilekçesiyle 116 ada 119, 120, 125, 126, 127 ve 128 sayılı parsellere ilişkin davalarının devam ettiğini, diğer parsellere yönelik davalarından vazgeçtiklerini bildirmiştir.
Mahkemece; 116 ada 119, 120, 125,126, 127 ve 128 sayılı parseller davalı hale getirilerek tutanak iktisabında zilyet olarak ismi yazılı kişiler davaya dahil edilip taraf oluşturulmuştur. Orman Yönetiminin 116 ada 96 nolu parselin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı ayrı davası asıl dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemenin 2007/8 Esas sayılı dosyasında ise, ... ve ... 116 ada 1 nolu orman parselinin belli bölümlerine zilyet oldukları iddiasıyla dava açmışlar; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.09.2009 gün ve 2009/10333- 13301 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hükme esas alınan raporların yetersiz ve çelişkili olduğu, ormanların mülkiyeti Hazineye ait olduğu halde, Hazinenin davaya dahil edilmediği, bu nedenle mahkemece, öncelikle Hazine davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması, bundan sonra usûlüne uygun orman araştırması ve zilyetlik araştırması yapılması” gereğine değinilmiş, bozma kararından sonra bu dosya da asıl dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece; Orman Yönetiminin 116 ada 96 nolu parsele yönelik olarak açtığı birleşen davasının reddine ve taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline, birleşen dosya davacıları gerçek kişilerin davalarının reddine, Orman Yönetiminin 116 ada 119, 120, 126 ve 127 parsellere yönelik davasının kabulü ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine, 116 ada 125 ve 128 nolu parsellere yönelik davanın reddine ve tesbit gibi tapuya tescillerine, 116 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik tesbit kararı daha önce verilmiş olduğu için yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi, birleşen dosya davacıları ... ve ... ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir.
....
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 116 ada 119, 126 ve 127 sayılı taşınmazlar ile birleşen dosya davacıları gerçek kişilerin istedikleri (A) ve (B) ile gösterilen taşınmazların orman sayılan, 116 ada 96, 125 ve 128 sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, 116 ada 120 nolu taşınmazın ise, 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece yazılı şekilde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 6 ve 7. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.