16. Hukuk Dairesi 2014/6894 E. , 2014/6764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan, temyize konu 140 ada 284, 160 ada 85, 168 ada 246, 250, 251, 172 ada 42, 173 ada 8, 177 ada 25, 27, 189 ada 1, 16, 20 ve 197 ada 19 parsel sayılı 1.554.91, 1.424.69, 1.307.54, 745.73, 1.700.78, 297.34, 1.266.50, 350.50, 1.569.52, 933.21, 950.44, 730.08 ve 1.750.98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişme konusu taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak tüm mirasçılar adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu taşınmazların muris Hüsnü Hülür mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı ..."ün, 168 ada 246, 250, 251, 172 ada 42 ve 173 ada 8 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz incelemesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Davalı ..."ün 140 ada 284, 160 ada 85, 177 ada 25, 27, 189 ada 1, 16, 20 ve 197 ada 19 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz inceleme talebine gelince; davacı ... çekişmeli taşınmazların murisinden kaldığını iddia ederek tüm mirasçılar adına miras payları oranında tescili talebinde bulunmuştur. Davalı ... ise çekişme konusu taşınmazların muris Hüsnü tarafından sağlığında kendisine bağışlandığını ve o tarihten beri de zilyet olduğunu iddia etmiştir. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler çekişme konusu taşınmazların kimden kaldığını ve evveliyatlarını bilmediklerini bildirmişlerdir. Temyize konu olmayan diğer çekişme konusu taşınmazların tespit maliki davalı ... ise taşınmazların murislerinden intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini belirtmiş, mahkemece bu beyan esas alınarak davalı ..."in davasını ispat edemediği ve çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisi... "den intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Her ne kadar yerel bilirkişiler dava konusu taşınmazların evveliyatını bilmediklerini belirtmişlerse de taşınmazların tarafların ortak murisleri Hüsnü"ye ait olduğu tarafların kabulünde olup ihtilaf konusu değildir. Uyuşmazlık, miras bırakanın sağlığında taşınmazları davalıya bağışlayıp üzerindeki zilyetliğini devredip devretmediğine ilişkindir. Bağışlama olgusunda ispat yükü, bağışlamaya dayanan tarafa ait olup kanıtlanmadığı sürece mirasçılardan biri tarafından taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin tereke adına olduğunun kabulü gerekir. Bağışlamaya dayanan taraf, bunun varlığını ve zilyetliğin devredildiğini kanıtlamakla yükümlü olup, bu her türlü belge, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. Mahkemece hibenin varlığının kanıtlanamadığı kabul edilmiş ise de, yerel bilirkişilerin taşınmazların evveliyatını bilmemeleri, davalıya iddia ettiği hususu ispatlaması için delillerini bildirmek üzere kesin mehil verilmeyerek tanık dinletme olanağı sağlanmadan sadece diğer davalı ..."in beyanına itibar edilerek hüküm kurulmuş olması nedeniyle bu yönde yapılan inceleme ve araştırma hüküm için yeterli değildir. O halde doğru sonuca varılabilmesi için, bağışlamaya dayanan davalı taraftan, bu hususa ilişkin delilleri sorulmalı, delil bildirmesi halinde; taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, çekişme konusu taşınmazların muris Hüsnü tarafından davalı ..."e bağışlanıp bağışlanmadığı, bağışlanmış ise zilyetliğin devredilip edilmediği, muris Hüsnü"nün sağlığında ve ölümünden sonra kim tarafından, ne şekilde kullanıldıkları, maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ..."ün temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.