Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3975
Karar No: 2020/1527
Karar Tarihi: 20.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3975 Esas 2020/1527 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalılar ile davacı arasındaki alacak davasında, davalıların malik olduğu parsellere zorunlu geçit hakkı tesis edilmesi sebebiyle yapılan masrafların paylaşımı talep edilmiştir. Davalılar, geçit bedelinin mahkeme veznesine yatırıldığını ve yeniden bedel talep edilemeyeceğini öne sürmüştür. Mahkeme önce davanın reddine karar vermiş, ancak Yargıtay'ın bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada kabul ederek, davalılardan 506 ve 507 parselleri için bedel ödenmesine hükmetmiştir. Kararda, davacının ıslah dilekçesi sunduğu ve mahkemece dikkate alındığı belirtilerek, ıslahın bir defaya mahsus olduğu ve bozma sonrasında yapılan ıslahın mümkün olmadığı hatırlatılmıştır. Sonuç olarak, davalıların temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm bozulmuştur. HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, HMK'nın 176 ve 177. maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi de açıklanmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2019/3975 E.  ,  2020/1527 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; maliki olduğu ... Köyü 509 parsel numaralı taşınmaz lehine zorunlu geçit hakkı tesis edildiğini, geçit hakkı tesis edilen güzergah için dolgu, kanal tesisatı, komşu parsele set, köprü ve beton yol inşa ettiğini, bütün masrafları geçit hakkının amacına uygun hale gelmesi için yaptığını, Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/524 Esas ve 2009/525 Esas sayılı dosyaları ile aynı güzergahtan davalıların malik olduğu 506 ve 507 parseller lehine de geçit hakkı tesis edildiğini, kendisinin yaptığı masraflara katılmanın dürüstlük kuralı gereği olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, her bir davalı için ayrı ayrı 1.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.12.2014 tarihinde talebini 13.558,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar; geçit hakkı tesis edilirken mahallinde keşif yapıldığını, belirlenen geçit bedelinin mahkeme veznesine depo edildikten sonra verilen kararın kesinleştiğini, kendilerinden yeni bir bedel talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkesince davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 13.09.2012 günlü ve 2012/12729 Esas, 2012/18781 Karar sayılı ilamı ile hüküm, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan temyiz isteminin reddine karar verilmiş, davacının karar düzeltme istemi üzerine Dairemizin 20.11.2012 tarihli ve 2012/20904 E., 2012/23902 K. sayılı ilamı ile özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapılan imalat bedellerinin 15.382 TL olduğu belirlendiği, bu bedelin dava tarihi itibariyle 26.02.2010 tarihinden itibaren geçerli olan 7.230 TL"lik Sulh Hukuk Mahkemesi görev sınırını geçtiği, dava değeri itibariyle mahkemece görev yönü incelenmeden esası ile ilgili hüküm tesisi doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak, Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı üzerine görevli mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, davalılardan 506 parsel maliki ... için 3.094,50 TL"nin, 507 parsel maliki ... için 3.094,50 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Dairemizin 20.11.2012 tarihli ve 2012/20904 E., 2012/23902 K. sayılı bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, davacı davasını ıslah etmiş ve mahkeme de bu ıslahı dikkate alarak hüküm kurmuştur.
    Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176. maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir" olarak tanımlanmıştır.
    Aynı Kanun"un müteakip 177.maddesinde ise, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilmek ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
    Nitekim, 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin (HMK.177.m) açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği, Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmış, yine; Yargıtay İçtihadı Birleştime Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.-2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise, Dairemizin 20.11.2012 tarihli bozma ilamı sonrasında mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu sonrasında davacı vekilince 03.12.2014 tarihli ıslah dilekçesinin sunulduğu, mahkemece de davacı vekilinin söz konusu ıslah dilekçesi dikkate alınmak suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da nazara alındığında bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi