21. Hukuk Dairesi 2017/4571 E. , 2018/302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen davaların davacısı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 09.06.2007 tarihli iş kazası sonucu maluliyete dayalı sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davada 75.081,97 TL maddi tazminatın olay tarihinden faiziyle davalından tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat istemine ilişkin önceki kararın temyiz incelemesinden geçerek onandığı dikkate alınmakla karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada ise 22.359,10 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının, davalı işveren şirkette çalışırken 09.06.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle, %9 oranında malul kaldığı, işçinin iş kazasının gerçekleşmesinde %20 oranında müterafik kusurunun olduğu, 03.04.2015 tarihli hesap raporunda davacının maddi tazminat alacağının 69.008,17 TL olarak hesap edildiği, ve davacının maddi tazminat istemini geçici iş göremezlik döenminde %100 malul kaldığını gözeterek 75.081,97 TL’ye ıslah ettiği, mahkemece verilen 23.06.2015 tarihli ilk kararda hesap raporundaki tespitle bağlı kalınarak 69.008,17TL maddi tazminata ve 11.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, Dairemizin 26.12.2016 tarih ve 2016/15170 E– 15525 K sayılı kararıyla davacının geçici iş göremezlik dönemi için %100 oranında iş göremez durumda olduğu değerlendirilerek hesap yapılması yönünden kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; Dairemizce verilen kararda hesap raporunda geçici iş göremezlik dönemi için davacının %100 malul kaldığı kabul edilerek hesap yapılması yönünden yerel mahkeme kararının bozulduğu, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında bilirkişiden alınan 28.05.2017 tarih hesap raporunda geçici iş göremezlik devresi bozma kararında belirtildiği şekilde %100 maluliyet üzerinden hesap edilmiş ise de; bozma kapsamı dışında kalan ve davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden bilinen devre hesabının 31.12.2015 tarihi esas alınarak yapılması gerekirken; davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali sonucu doğuracak şekilde bilinen devre sonu olarak 31.12.2017 tarihi esas alınmak ve bu tarihten sonrası için bu tarihteki ücret dikkate alınmak suretiyle bilinmeyen devre hesabına girişilmesi ve mahkemece bu rapor esas alınmak suretiyle açılan ek davaya itibar edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu bilgiler doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, bozma kararı doğrultusunda davacının geçici iş göremezlik devresinde %100 malul kaldığı kabul edilerek hesap yapmak, bu husus dışında 03.04.2015 tarihli hesap raporunda tespit edilen hususların davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilnin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,
22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.