16. Hukuk Dairesi 2014/3757 E. , 2014/6840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2013/105-2013/403
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacı Hazinenin, eldeki davada çekişmeli taşınmazın kayıtlarının dayanaksız hale geldiği belirterek imar öncesi duruma dönülmesini ve ihdasen oluşan parselin yeniden adına tescilini istediği; mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında kural alarak bir isabetsizlik bulunmadığı; ne var ki, mahkemece imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olmasının, öte yandan; ihyasına karar verilen 1093 (121) sayılı kök parselin bir kısmı imar planında park alanında kalsa dahi, imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, bu işlemin kapsadığı tüm uygulamaların iptal edilmiş sayılacağı gözetilmeksizin taşınmazın kısmen terkinine karar verilmesinin doğru olmadığı gibi, yargılama masraflarının tamamının iptale konu idari işlemi yapan ve böylece dava açılmasına sebebiyet veren kabul kapsamına alınan belediyelere yüklenmesi gerektiğinin düşünülmemesinin isabetsiz olduğu; ayrıca; dava kabul edildiği halde, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı gibi, yargılama giderlerinin bir bölümünün davacı Hazine üzerinde bırakılmış olmasının da isabetsiz olduğu; diğer taraftan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesinin de yerinde olmadığı” hususlarına değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda “davalı S.. B.. hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde Seyhan Belediyesinden bölünerek Çukurova Belediyesi kurulmuş olduğundan davalı Seyhan Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine ve hüküm kurulmasına yer olmadığına; diğer davalılar hakkında tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, Harita kadastro mühendisince düzenlenen 01.04.2010 günlü tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokiler ve fotoğraflarında gösterilip açıklandığı üzere dava konusu Adana İli, Çukurova İlçesi, Kabasakal Köyü 1093 parsel numaralı kadastro parselinde; imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline, eski hale ihya ile ihdas parselin davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Adana B.. B.. vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tamamen yerine getirilmemiştir. Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmuş olmakla, orada belirtilen hususların yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Anılan bu husus, usulü kazanılmış hakkın bir sonucudur. Oysa, bozma ilamında “imar parseli hakkında ihyasına karar verilen taşınmazın bulunduğu bölümler yönünden imarla oluşan sicil kaydının iptaline ve teknik bilirkişinin krokisinde (B) harfi ile gösterilen 4.218,30 merekarelik kısımla birlikte kadastral parselin ihyasına ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği açıkça vurgulanmasına rağmen, mahkemece kurulan hükümde, hangi imar parselinin ne kadarlık kısmının tapu kaydının iptaline hükmedildiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklanmadığı gibi, bilirkişinin krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve park alanında kaldığı bildirilen 4.218,30 merekarelik bölüm de net bir biçimde belirtilmemiştir. Böylesi bir hükmün infaza elverişli olduğu da söylenemez. Bilindiği üzere; hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak kapsamda olması gerektiği 1086 sayılı Yasa"nın 388. maddesinde olduğu gibi 6100 sayılı Yasa"nın 297. maddesinde de yer almaktadır. O halde, çekişmeli imar parselinin ihyası talep edilen ihdas parseli üzerinde kalan kısmı açıkça yazılarak bu kısmın tapu kaydının iptali ile yine ihdas parseli sınırları içinde olup da iptal edilen en son uygulama ile park alanında kalan kısım da belirtilerek bu bölümle birlikte 1093 sayılı parselin ihyası ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Adana B.. B.. ve Ç.. B..na iadesine, 23.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.