7. Ceza Dairesi 2018/14881 E. , 2021/4664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ... haklarında beraat, sanıklar ..., ..., ... haklarında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5271 sayılı CMK"nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören EPDK"nun yokluğunda verilen kararı temyiz hakkı olduğu kabul edilerek;
I-Suçtan zarar gören EPDK vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre suçtan zarar gören EPDK vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ile ... müdafii ve suçtan zarar gören EPDK vekilinin anılan sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Suçtan doğrudan zarar gören EPDK 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 234/1-b/1. maddesi uyarınca davadan haberdar edilip duruşma günü bildirilmeden yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması,
2-14/09/2011 tarihinde sanık ..."e ait iş yerinde usulüne uygun olarak yapılan aramada suça konu kaçak akaryakıtın ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanıklar ... ve ..."nun aşamalardaki savunmalarında..."ten 03/09/2011 ve 13/09/2011 tarihlerinde faturayla akaryakıt aldıklarını beyan ettikleri, sanık ..."in ise ... ile son 4 aydır bir alışverişlerinin olmadığını, suça konu kaçak
akaryakıtı ismini hatırlamadığı Kırıkkale"de birine sattığını ve yükleme sırasında eşyaların yakalandığını beyan ederek sanıkların savunmasını doğruladığı, ayrıca ... ile ..."ın 03/09/2011 ve 13/09/2011 tarihlerinde satın aldıklarını beyan ettikleri akaryakıta ilişkin yakalama ve temyize konu iş bu davaya konu olmadığı anlaşılmakla, tüm dosya kapsamına göre sanıklar ... ile ..."nun mahkumiyetlerine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Hükmün verildiği celse, Cumhuriyet Savcısı tarafından esas hakkında mütalaa sunulduktan sonra hazır olan sanıklar müdafiine mütalaaya karşı beyanı için söz verilmeden hüküm kurularak CMK"nun 216/2-3 maddesine aykırı davranılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Suç tarihi ve suça konu eşyanın niteliğine göre, sanıklara atılı eylemin 5015 sayılı Yasanın ek 5/1. maddesinde öngörülen suçu oluşturacağı gözetilmeden suç tarihinde yürürlükte olmayan ve lehe hüküm içermeyen 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/12.maddesi gereğince uygulama yapılması ve yine aynı Yasanın 3/22 ve 5/2.maddelerinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
4-Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK"nun 52/2. maddesi yerine TCK"nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-Sanıklar hakkındaki hükmün adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bendinde taksit aralığı belirtilmeyerek TCK"nun 52/4. maddesine aykırı davranılması,
6-24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Uzun süreli hapis cezası ertelenmeyen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın sadece altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette
bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden
ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ile ... müdafii ve suçtan zarar gören EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
III-Sanık ... müdafii ve suçtan zarar gören EPDK vekilinin anılan sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Suçtan doğrudan zarar gören EPDK 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 234/1-b/1. maddesi uyarınca davadan haberdar edilip duruşma günü bildirilmeden yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Hükmün verildiği celse, Cumhuriyet Savcısı tarafından esas hakkında mütalaa sunulduktan sonra hazır olan sanık müdafiine mütalaaya karşı beyanı için söz verilmeden hüküm kurularak CMK"nun 216/2-3 maddesine aykırı davranılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Suç tarihi ve suça konu eşyanın niteliğine göre, sanığa atılı eylemin 5015 sayılı Yasanın ek 5/1. maddesinde öngörülen suçu oluşturacağı gözetilmeden suç tarihinde yürürlükte olmayan ve lehe hüküm içermeyen 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/12.maddesi gereğince uygulama yapılması ve yine aynı Yasanın 3/22 ve 5/2.maddelerinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
4-Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK"nun 52/2. maddesi yerine TCK"nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-Sanık hakkındaki hükmün adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bendinde taksit aralığı belirtilmeyerek TCK"nun 52/4. maddesine aykırı davranılması,
6-24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Uzun süreli hapis cezası ertelenmeyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın sadece altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve suçtan zarar gören EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.