Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2014
Karar No: 2021/1389
Karar Tarihi: 13.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2014 Esas 2021/1389 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2014
KARAR NO: 2021/1389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2019
DOSYA NUMARASI: 2016/260 Esas - 2019/614 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete ait emtiaların uluslararası taşımasını çeşitli zamanlarda üstlendiğini ve davalıya verilen taşıma işlemi karşılığında 22.09.2014 tarih ve ... nolu 2.400,00 Euro bedelli, 01.09.2014 tarih ve ... nolu 2.400,00 Euro bedelli, 21.08.2014 Tarih ve ... nolu 2.850,00 Euro bedelli 21.08.2014 Tarih ve ... nolu 2.850,00 Euro bedelli navlun faturaları düzenlediğini, müvekkili şirketin, davalı taraf ile olan ticari ilişkisi nedeniyle cari hesabında davalı taraftan bakiye 9.059,80 Euro alacağı bulunduğunu, davalı tarafın bu borcu ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilinin navlun alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalı tarafça itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalı tarafça icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de, navlun alacağı para borcu olup, TBK 89. (eTBK 73) maddesi uyarınca para borcunun alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden, müvekkili şirket merkezinin de bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin icra takibinde yetkili olduğunu, davalının yetkiye ve borca itirazının haksız olduğunu belirterek, davalı borçlunun yetki itirazının reddine, borca itirazının iptali ile icra takibinin devamına, müvekkili lehine alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takip dosyasında hem borca hem de icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek, Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu bildirdiklerini, davacının, dava dilekçesinin "sonuç ve istem" kısmında yetki itirazının kaldırılması yönünde bir talepte bulunmadığını, davada yetki itirazlarının halen geçerli olduğunu, bu nedenle davanın usulen (yetki) reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında müvekkili şirkete ait emtiaların uluslararası taşınması konusunda ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu işe yönelik olarak davacıya ödenmesi gereken tüm bedellerin ödendiğini, söz konusu taşıma sırasında, Norveç'te, davacıya ait araç/Tırın müvekkili şirkete ait emtiayı taşırken karlı -buzlu yolda saplanması /kaza geçirmesi nedeniyle davacının, ... ünvanlı müşteri firmayı durumdan haberdar ettiğini ve müşteriden araç/tırın saplandığı yerden kurtarılmasını talep ettiğini, bu aşamalarda herhangi bir şekilde müvekkili şirketin olay konusunda herhangi bir haberi ve/veya bilgisi /dahili olmadığını, müşteri ...'in, olay yerinde davacıya ait araç/tırın kurtarılması operasyonlarını sonuçlandırarak, durumu - sonradan- müvekkili şirkete haber verdiğini ve kurtarma giderlerini müvekkili firmadan talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin, kurtarma operasyonu sırasında oluşan maliyetleri davacıya yansıtarak, davacı adına 25.08.2014 tarih ve ... sayılı 26.265,28 bedelli e-faturayı düzenlediğini, söz konusu faturaya davacı tarafça itiraz edilmediğini ve e-fatura içeriğinin kesinleştiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya gönderilen cari hesap mutabakat formunun haksız şekilde onaylanmadığını, cari hesap bakiyesi -O-(sıfır) TL olacak şekilde davacı tarafından düzeltilmediğini, bu konuda müvekkili şirket tarafından davacıya 11.11.2014 tarihli ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnameye karşılık davacının müvekkili şirkete 07.04.2015 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, "söz konusu faturanın haksız vere kesildiğini ve faturayı iade ettiğini" bildirdiğini, müvekkilinin de davacının ihtarnamesine karşılık olarak 15.04.2015 tarihli ihtarnameyi göndererek yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden fatura içeriğinin kesinleştiğini bildirdiğini, E- faturanın alındı kaydının tüm yazışmalarda davacıya bildirildiğini ve gönderildiğini belirterek, yetki itirazları nedeniyle davanın -usulden- yetkisizlik ve Ankara mahkemelerinin yetkili bulunması sebebiyle reddine, esas yönünden davanın reddine, müvekkili lehine %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/05/2019 tarih ve 2016/260 Esas - 2019/614 Karar sayıı kararı ile; "... davanın, 4 adet fatura bedelinden bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, faturanın taşıma işine ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, dava konusu faturaların her iki tarafın incelenen defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.059,80 Euro asıl alacağının olduğu, davalı defterlerine göre ise davacının herhangi bir alacağının olmadığı, davalının davacıya düzenlediği yasıma faturasının davalı defterlerinde kayıtlı iken davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının yansıma faturasını kabul etmediği, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın davalı şirketçe düzenlenen bu 9.059,80 Euro karşılığı 26.265,28 TL'lik yansıma faturasından kaynaklandığı, davalının davacının düzenlediği faturalara ve faturalara konu edimin yerine getirilmediğine ilişkin bir itirazın olmadığı dolayısıyla davacının faturalara konu hizmeti verdiğini ispat etmiş olduğu, zira deftere kaydedilen fatura konusu işin yerine getirildiğine karine olduğu, davalı tarafın yansıma faturasına konu hizmeti davacı adına yerine getirdiğini, hizmetin bedelini, ve bu zarardan davacının sorumlu olması gerektiğini hususunu ispat edemediği, dava konusu 4 adet faturanın bedelini ödediğine dair herhangi bir ödeme makbuzu, dekont vs ibraz etmediği, kaldı ki böyle bir iddiasının da mevcut olmadığı, alacak likit olmakla davacının icra inkar tazminatında haklı olduğu, davalının İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas Sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptaline, takibin 9.059,80 Euro asıl alacak üzerinden devamına, davalının asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4a maddesine göre faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. " gerekçeleri ile; " Davanın KABULÜNE, 1-Davalının İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.059,80 Euro asıl alacak üzerinden devamına, 2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4a maddesine göre faiz yürütülmesine, 3-Alacak likit olmakla 31.690,25 TL'nin %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, 4-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
TASHİH ŞERHİ: İlk Derece Mahkemesi'nin 23/08/2019 tarihli Tashih Şerhi ile; "TASHİH TALEBİNİN KABULÜ İLE; 1-Mahkememiz tarafından verilen gerekçeli kararında davalının "... A.Ş." olarak yazılan kısmın çıkartılarak bunun yerine davalının unvanının "... A.Ş." olarak değiştirilmesine, hükmün bu şekilde tashihine, ... " karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyaya sundukları davacı tarafından itiraz edilmediğinden kesinleşmiş olan faturanın, mahkemece göz ardı edildiğini, Davacı ile müvekkili şirkete ait emtiaların uluslararası taşınması konusunda ticari ilişki kurulduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, bu ticari ilişki sırasında emtiaların Norveç’te taşınması sırasında davacıya ait tırın müvekkili şirkete ait emtiayı taşırken buza saplandığını, kaza geçirdiğini, kazanın üzerine davacının, dava dışı müşteri ... firmasını durumdan haberdar ederek; aracın saplandığı yerden kurtarılmasını talep ettiğini, bu aşamalarda kendisine hiçbir bildirim yapılmayan müvekkilinine, dava dışı ... firmasının kurtarma işlemlerinin tamamlanmasının ardından bilgi verildiğini ve kurtarma ücretlerinin talep edildiğini, müvekkili şirketin de davacıya, dava dışı ... firmasına kurtarma operasyonlarına yönelik yaptığı ödemeyi, 25/08/2014 tarih ... sayılı 26.265,28 bedelli e- fatura ile yansıttığını, bu faturaya davacı tarafından itiraz edilmediğini, bu nedenle ilgili faturanın TTK gereği kesinleştiğini, mahkemece ilgili e-faturanın göz ardı edildiğini, TTK’nın 21/2 maddesindeki açık düzenlemeye rağmen davanın kabulüne kadar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kabul anlamına gelmemek ile birlikte yukarıda bilgileri verilen fatura göz ardı edilse dahi, dosyaya sunulu diğer belgeler ile araç kurtarma operasyonunun yapıldığı ve bu hususun davacı tarafından bilindiğinin kanıtlandığını, ilgili kanıtların da mahkemece göz ardı edilerek hatalı hüküm kurulduğunu, Davacının Norveç’te gerçekleşen kaza hakkında bilgi sahibi olduğunu, davacı ile yapılan yazışmalarda ve davacı ile aralarında tutulan tutanaklarda Norveç’te gerçekleşen kaza hakkında beyanlarda bulunulduğunu, mahkemeye sunulan eklerin içinde yer alan Norveç dilindeki 3 adet makbuz, 1 adet Acil Yol Yardımı Arabası Faturası, 2 adet ödeme emri ve 2 adet faturanın Yeminli Tercüman aracılığı ile çevirisini ekte sunduklarını, Norveççe'den çevrilmiş ilgili evraklar incelendiğinde görüleceği üzere, nakliye sırasında Norveç’te kaza yapılan tıra dair masrafların müşterileri tarafından müvekkili şirkete fatura edildiğini, yapılan işlemlerin ayrıntılı olarak açıklandığı Acil Yol Yardımı Arabası faturası düzenlendiğini, müvekkili şirketçe de, ticari ilişkisi bulunduğu için direk muhatap alınan müşteriye ilgili masraflara ilişkin ödeme yapıldığını, bu masrafların da doğal olarak nakliye işlerini üstlenen davacıya yansıtıldığını, Faturalar yanında, davacının durumu bildiğini açıkça beyan ettiği mail yazışmalarının da mahkemeye sunulduğunu, müvekkili şirkete ... firmasınca ulaşılmasının üzerine müvekkil şirketin bilgi almak üzere davacı şirkete mail attığını, davacı şirket yetkilisi ...'in 22 Ağustos 2018 tarihli maili ile “… Aracımızın, ilgili tarihte böyle bir sıkıntı yaşadığı doğrudur, konu bilgimiz dahilinde. Olayın gerçekleştiği tarihte, alıcı firmadan zincir ve aksamlarıyla aracımızın yola devamı için destek olmalarını bizzat biz rica ettik telefonla arayarak…” beyanında bulunduğunu, Konuyla ilgili devam eden yazışmalarda davacı şirket yetkilisi ...'in 23 Şubat 2015 tarihli maili ile “…sizden aldığımız talimat ile Mart 2014 içerisinde Norveç’e bir ihracat taşımanızı gerçekleştirdik… Kötü hava koşulları nedeni ile boşaltma noktasına çok az bir mesafe kala, şarampole yan yatan aracımız için, alıcınız’dan destek talep edilmiş ve gelen kurtarıcı aracımızı bulunduğu yerden çekerek çıkarmış ve 100 m mesafedeki boşaltma noktasına ulaşabilmesi için destek vermiş idi…” beyanları ile kazanın varlığını, müşterimizden yardım talebinin taraflarınca yapıldığını kabul ettiğini, Fatura, davacı ile müvekkili arasında yapılan yazışmalar, müvekkili şirkete dava dışı müşteri ... firmasının düzenlediği fatura ve emirler ile müvekkili şirketin tüm iddiaları ispatlanmasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet(icra inkar) tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yargılama sürecinde taraflarca ticari defterler ibraz edilmiş, ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak tanzim edilen bilirkişi raporunda, dava konusu faturaların her iki tarafın incelenen defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.059,80 Euro asıl alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Davacının icra takibine dayanak taşıma işini yaptığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafça, davacının söz konusu taşımayı yaptığı sırada kara saplanması nedeniyle emtianın gönderildiği şirkete ödendiği iddia edilen bedelin davacıdan talep edildiği yansıtma faturası nedeniyle davacıdan alacaklı olduğu ileri sürülmüş ise de, mahkemece de tespit edildiği üzere, dosya kapsamı ile davalının, yansıtma faturasına konu hizmeti davacı adına yerine getirdiği, hizmetin bedeli ve bu zarardan davacının sorumlu olduğu hususlarını ispatlayamadığı, ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.164,77 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 479,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.685,48 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/10/2021 tarihinde HMK' nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi