Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1360
Karar No: 2021/2647
Karar Tarihi: 13.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1360 Esas 2021/2647 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1360
KARAR NO: 2021/2647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2019/43 E - 2019/1078 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; limited şirket adına olan işyeri aboneliği nedeni ile fiili kullanıcı olan şirket ortağı davalının da sorumlu olduğunu, borcun yapılandırıldığını ileri sürerek 85.251.85.- TL alacağın gecikme cezası ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin ticari hayatta büyük başarılara imza atmış olup gerek otomotiv sektöründe gerek gıda sektöründe saygın bir yer edindiğini, Türkiye’nin ileri gelen ve hızla büyüyen sekiz farklı sektörde halka hizmet verdiğini, müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı ... Ltd. Şti. hakkında 01.07.2013 tarihinde ... sayılı dosya ile İstanbul ...İcra Dairesinde icra takibi başlatılmış olduğunu, şirketin ödeme emrine itirazı üzerine 30.03.2007 tarihinde itirazın iptali davasının İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde kabulüne karar verildiğini, ancak davacı vekilinin de dilekçesinde belirttiği üzere müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı ... Ltd. Şti. tasfiye halinde olduğundan alacağın tahsil edilemediğini, söz konusu alacağın yapılandırma kapsamına giren bir alacak olduğunu, yapılandırma kapsamına giren alacaklardan 6552 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 213 Sayılı Vergi Usulü Kanunu kapsamına giren maddenin c bendine göre, yayımlandığı tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamının ödenmesi şartıyla, bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi gibi feri amme alacaklarından vazgeçilerek bunlar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi esası getirildiğini, söz konusu yapılandırmaya ilişkin belgenin cevap diekçesinin ekinde sunulduğunu, bu kanun hükümlerinden faydalanmak isteyen müvekkilinin 25.11.2014 tarihinde İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğüne ... Sözleşme numaralı aboneliğinden dolayı mevcut borcunun 6552 sayılı kanun kapsamında 18 taksitte ödenmek üzere yapılandırılması talebinde bulunduğunu, ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz ettiğini, bu tarih itibariyle Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre mahsup işlemlerinin yapılmadığının ve bu kamu alacakları ile ilgili olarak açılmış olan davalardan vazgeçilmediğinin aşikâr olduğunu, müvekkilinin 6552 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerini gerektiği gibi eksiksiz yerine getirdiğini, dolayısıyla bir hukuka aykırılık bulunmadığı için mahkememizde görülmekte olan bu davanın kötü niyetli olduğunu belirterek, haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; " davacı ile davalının ortağı olduğu şirket arasında abonelik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin borç nedeni ile iptal edildiği, dava dışı şirketin hakkında 03/06/2004 ve 22/05/2007 tarihinde kaçak su tutanağı tutulduğu, dava dışı abonenin 3 kez af başvurusunda bulunduğu, ilk taksitler ödendikten sonra diğer taksitlerin ödenmediği ve bu nedenle dava dışı abonenin af başvurularının iptal edildiği, davalının 27/05/2019 tarihine kadar davacıya toplamda 10.334,93TL ödeme yaptığı ....Mahkememizce dosyaya sunulan belgelerin ve alınan bilirkişi raporlarının incelenmesi sonucunda davalının ödemediği su faturalarının toplam bedelinin 15.097,96TL olduğu, bu bedele 22/05/2007 tarihli kaçak su bedeli olan 1.564,37TL nin de dahil olduğu, yapılan hesaplamalar sonucunda su bedeli borcunun 15.097,96TL, tahakkuksuz bedelinin 10.753,90TL olduğu, gecikmeli ödenen faturaların ödeme tarihine kadar gecikme cezasının 20.711,07TL olduğu, ödenmeyen faturaların 24/01/2019 tarihine kadar işleyen gecikme cezasının 40.293,53TL olduğu (bilirkişi raporu sf.6 daki tablo)" gerekçesiyle Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 15.097,96TL su bedeli, 10.753,90 TL taahhuksuz bedel, 48.182,40TL gecikme cezası olmak üzere toplam 74.034,26TL nin 24.366,96 TL sine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle ; davanın açılmasına davalının sebep olduğunu, davanın 05.11.2014 tarihinde açıldığını, yapılan ödemelerin bu tarihten sonra olduğunu, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, icra inkar tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararın öncelikle usulen hatalı olduğunu, davaya konu su aboneliği ile ilgili sözleşmenin 21.12.2004 tarihinde Davacı ... Genel Müdürlüğü ile ... Ltd. Şti. Arasında imzalandığını ve devamında borçtan dolayı 21.11.2005 tarihinde iptal edildiğine dair bir tereddüt bulunmadığını, ancak davacı yan su aboneliği ile ilgili doğmuş olan alacağını sözleşmenin tarafı olmayan ve dışında bulunun şirket yetkilisi davalı müvekkil ...'na yönelttiğini, davada davacı yanın hukuki yararı bulunmamakla bilrlikte, müvekkili adına pasif husumet yokluğu bulunduğunu, ilk derece mahkemesince işin esasına girilmeden önce resen aktif veyahut pasif husumet ehliyeti araştırılarak pasif husumet ehliyeti bulunmayan yani davaya konu sözleşmede taraf olamayan müvekkili hakkında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, - müvekkil inin yönetim kurulu başkanlığı yaptığı ... Ltd. Şti. hakkında 01.07.2013 tarihinde ... sayılı dosyası hakkında İstanbul ... İcra Dairesi’nde icra takibi başlatıldığını, şirketin ödeme emrine itirazı üzerine 30.03.2007 tarihinde itirazın iptali davasının ise İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kabulüne karar verildiğini, ancak davacı vekilinin de dilekçesinde belirttiği üzere müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığı yaptığı ... Ltd. Şti. tasfiye halinde olduğundan alacağın tahsil edilemediğini, - söz konusu alacağın yapılandırma kapsamına giren bir alacak olduğunu, müvekkilinin 6552 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerini gerektiği gibi eksiksiz yerine getirdiğini, dolayısıyla bir hukuka aykırılık bulunmadığı için davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin ana para borcunu ödemesine mani olunarak borcun fazlalaşmasın ayol açıldığını, - Davacı ile dava dışı ... Ltd. Şti. Arasında bulunan sözleşme ile alakalı sunmuş oldukları 21.12.2004-14.07.2020 tarihleri arası abone föyünden görüleceği üzere davacı kurum hesabına davaya konu borç ile alakalı bir kısım ödemeler yapıldığını, ancak ilk derece mahkemesi aşamasında bu hususlar dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, abone föyünün aslı ve son hali davacı taraftan celp edilerek borç ve alacak kalemleri dikkate alınarak kalan bakiye üzerinden karar verilmesi gerektiğini, ileri sürmüştür. Dava, dava dışı abone olan limited şirketin sözleşmeden doğan borçlarını ödemediği, tasfiye sürecine girdiği, limited şirket adına olan işyeri aboneliği nedeni ile fiili kullanıcı olan limited şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkindir. Dosya kapsamından; davanın dayanağı limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin olup mahkemece davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak araştırılmadığı, yargılamada sadece dava dışı abone şirketin borcunun miktar ve varlığının tartışma konusu yapıldığı görülmektedir. Buna göre, limited şirketin kural olarak şirket malvarlığı ile borçtan sorumlu olduğu, ortağının borçtan şahsi sorumluluğunun ise alacaklıyı kasten zarara uğratma ve bilerek zarar verme sebeplerine bağlı olduğu halde mahkemece TTK 553. Maddesi kapsamında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, tarafların istinaf talebinin kabulüyle HMK'nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak TTK'nın 553. Maddesi kapsamında davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tarafların istinaf başvuruslarının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere istekleri halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/10/2021



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi