MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2008 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 106 ada 1 parsel sayılı 29.264 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacının, taşınmazın bir bölümünde zilyedliğe dayalı açtığı davanın kabulü yolunda verilen karar, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/04/2012 tarih ve 15451- 4998 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Taraflar 19/04/2011 ve 26/04/2011 tarihli duruşmalara katılmadıklarından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi " gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacı tarafından 12/09/2012 tarihli dilekçe ile davanın yenilendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne; 08/04/2011 tarihli krokide (A) harfi ile işaretli 8284 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 10 yıllık sürede orman tahdidine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Hükmüne uyulan bozma kararında, tarafların duruşmaya katılmadığı oturumda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmemiş olsa dahi kanunen dosyanın işlemden kalkmış sayılacağı açıklanmış; mahkemece, 11.09.2012 tarihli oturumda bozmaya uyulmasına ve HMK."nun 150. maddesine göre dosyanın geçici olarak işlemden kaldırılmasına ve 3 ay içinde yenilenmediği takdirde açılmamış sayılacağının ihtarına karar verilmiş, bunun üzerine, 12.09.2012 tarihinde yenilenmesi üzerine de davaya devamla esas hakkında karar verilmiştir.
Bozma kararlarına uyulmakla, karar, lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak oluştuğu gibi, mahkemeye de bozma gereklerini tam olarak yerine getirme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 gün ve 21-9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). O halde, mahkemece davanın ilk defa takipsiz bırakıldığı 19.04.2011 tarihi itibariyle işlemden kalkmış sayılacağı, bunun üzerine 3 ay içinde yenilenmediği, daha sonra 12.09.2012 tarihinde yenileme isteğiyle dilekçe verilmiş ise de, harcı yatırılmak suretiyle yeni bir davanın açılmamış olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yenilendiği düşüncesiyle esasa girilerek karar verilmiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 02.07.2013 günü oy birliğiyle karar verildi