20. Hukuk Dairesi 2013/3142 E. , 2013/7479 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 11.08.2010 tarihli dava dilekçesinde ve sonraki beyanlarında; ...Köyü 123 ada 1 parselin kendi adlarına eksik yüzölçümüyle tesbit edildiğini, 8750 m² taşınmazlarının ormana bırakıldığını iddia ederek, bu yerin; ev, samanhane, ambar ve tarla vasfı ile ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazın hangisi olduğunun bildirilmediği, davaya diğer mirasçıların katılmadığı ve T.M.K."nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci tayin edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yörede 2008 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır, dosya kapsamından orman kadastrosunun ne zaman yapıldığı anlaşılamamaktadır.
123 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 2008 yılında yapılan kadastro sırasında 1250 m2 yüzölçümüyle davacı ve arkadaşları adına tesbit ve tescil edilmiş ve davacı eksik ölçülen kısmın ormanda bırakıldığını ileri sürmüş olduğuna göre, 101 ada 1 parsel içinde bir bölüm yeri dava ettiği açıktır. Ayrıca, H.M.K."nun 124. maddesi iradi olarak dahi taraf değişikliğine imkan verdiğine göre ... mirasçılarının davaya katılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında da isabet bulunmamaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar ile ihyanın tamamlandığı tarihten tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile tutanağın düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen steroskopik çift hava fotoğraflarının steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; öncelikle çekişmeli 101 ada 1 parselin kadastro tesbit tutanağı sureti dosyaya getirilmeli, Hazine ve ... mirasçıları davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, yörede daha önce orman kadastro çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmışsa ve kesinleşmişse kesinleşen orman kadastro haritasının; kesinlişmemişse yukarıda yazılı eski tarihli resmi belgelerin uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek
yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden önce iki ayrı tarihte çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmeli, zilyedlikle kazanılacak yerlerden ise, öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,ziraat bilirkişi raporunda taşınmazda bitki örtüsü varsa dağılımı krokili olarak gösterilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılmış bir orman kadastrosu sözkonusu ise 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi şartlarının bulunup bulunmadığı, hak düşürücü sürelerin geçip geçmediği tartışılmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/07/2013 günü oy birliği ile karar verildi.