20. Hukuk Dairesi 2013/3088 E. , 2013/7498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü 190 ada 2 parsel sayılı 481,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30/03/2009 tarih ve 2009/3716-5303 sayılı kararıyla, raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçisiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/5703-9225 sayılı kararıyla, yapılan araştırmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle ikinci defa bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 24.01.1995 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında “Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, bozma kararı doğrultusunda işlem ve uygulama yapılmadığı gibi yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece hükme dayanak alınan ve orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda orijinalinden çekilmiş orman kadastro haritası ile kadastro paftası aslı ölçekleri eşitlenerek birbirleri üzerine aplike edilmeden sadece orman tahdit haritası üzerinde taşınmazın konumu gösterildiğinden bilirkişi raporu denetlenemediği gerekçesiyle hüküm bozulmasına karar verilmiş ise de, bozma kararı sonrasında alınan bilirkişi raporu da orman kadastro harita ve tutanakları ile uyumsuz olduğu görülmüştür. Her nekadar arazide davaya konu yerdeki orman sınır noktalarının arazide bulunmadığı ifade edilmiş ise de, orman kadastro tutanaklarında 171 numaralı orman sınır noktasının... tarlasının kuzeybatı köşesine denk geldiği ifade edilmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ise, davaya konu 190 ada 2 parselin kuzeyinde orman, güney batısının bir kısmında orman, güney doğusunda ise...’e ait tarla olduğu ifade edilmiştir. Bu durumda 171 numaralı orman sınır noktası... tarlasının kuzeybatı köşesine denk geldiğine ve davalı parselin güneydoğusunda...’e ait tarla olduğu ifade edildiğine göre dava konusu yer... tarlasının kuzeyinde orman kadastro sınırları içinde kaldığı sonucu çıkmaktadır. Orman bilirkişi tarafından bu husus açıklanmadığı gibi davacı ...’e ait dava konusu taşınmazın... tarlasından ifrazen oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması” gereğine değinilmiş, mahkemece, böyle bir araştırma yapılmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece, 170 ve 171 nolu orman sınır noktaların birleştirdiği hatta bitişik kadastro parsellerine ilişkin kadastro tutanak örnekleri ve dayanakları getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden oluşturulacak dört kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2011/5703-9225 sayılı bozma kararında da ayrıntılı olarak açıklanan şekilde araştırma yapılarak, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişi beyanlarına başvurulup dava konusu taşınmazın 171 nolu orman sınır noktasının geçtiği... tarlasından ifrazen oluşup oluşmadığı tesbit edilmeli, yerel bilirkişi aracılığıyla yapılacak araştırmada dava konusu taşınmaz ifrazen oluşmamış ve 09/08/2010 tarihli keşifte belirtildiği gibi dava konusu taşınmaz 171 nolu orman kadastro noktasının kuzeyinde kaldığı tesbit edildiği takdirde çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları içinde kaldığı kabul edilmeli, yine yerel bilirkişi yardımıyla yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, (özellikle orman kadastro tutanaklarında bahsedilen 170 nolu ... kavaklığı arasındaki müşterek hududun batı ucu, 171 nolu orman sınır noktasının tayin edildiği... tarlasının kuzey batı köşesi, 171 nolu orman sınır noktasından güney yönde eğri hatla sağ taraf Devlet ormanı, sol taraf... tarlası, Hüseyin Kayacan bağı, 3591 parsel sayılı Yakup Kayacan, 3594 parsel nolu Ali Kayacan, 3596 parsel sayılı Ahmet Gökaslan, 5787 sayılı Maliye Hazinesi, 3598 sayılı... (Mehmet oğlu) tarlaları geçilerek, 172 sayılı orman sınır noktasının tayin edildiği...’ün tarlasının kuzey köşesi tesbit edilmeli) bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu, genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda bozma kararında yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 02/07/2013 günü oy birliği ile karar verildi.