21. Hukuk Dairesi 2017/1999 E. , 2018/326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen dosyanın davacısı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, biriken aylıkların faiziyle tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen dava yönünden kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, 5510 sayılı Kanunun 56.maddesinin II.fıkrası uyarınca ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile aylığın kesilme tarihinden itibaren yasal faizi ile yeniden tahsisi ve davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK 297, 298. (Eski 1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddelerinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Belirtmek gerekir ki, dava açılması ile usul hukuku bakımından ortaya çıkan sonuçlardan birisi de derdestliktir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak daha öncesinde bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise aynı konunun yeniden bir dava konusu yapılması mümkün değildir (olumsuz dava şartı). Çünkü aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya layık bir menfaati yoktur. 1086 sayılı HUMK zamanında ilk itiraz olarak değerlendirilen bu husus (derdestlik) 6100 sayılı HMK"nın 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Dolasıyıla aynı yasanın 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak durumundadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 3/1010846 tahsis numarası ile aldığı ölüm aylığı ve 9/59206 tahsis numarası ile aldığı ölüm gelirinin davalı Kurumun 19.04.2010 tarihli kontrol memurluğu raporuna istinaden kesildiği, ... 1.İcra Dairesi"nin 2010/14133 sayılı takip dosyası ile davacıya ödenen ölüm aylıklarının; 2010/14137 sayılı takip dosyası ile ölüm gelirinin iadesinin istendiği, davacının ilk kez 10.02.2011 tarihinde açtığı işbu dava ile davalı Kurum işleminin iptalini, aylığın yeniden tahsisini ve davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, 03.08.2012 tarihinde davasını ıslah ederek davacı hakkında başlatılan icra dosyalarından borçlu olunmadığının hüküm altına alınmasını da taleplerine eklediği, yargılama devam ederken ilk dava henüz derdest iken bu kez 28.10.2013 tarihinde açılan davada; "tensip ile ... 10.İş Mahkemesi"nin 2013/1547E sayılı dosyasının işbu dosya ile birleştirilmesine, davacının maaşının kesildiği tarihten dava tarihine kadar alması gereken ölüm aylığı ve gelirinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 Lirasının hak ediş tarihlerindn itibaren faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" karar verilmesini istediği, son açılan davanın ... 10.İş Mahkemesinin eldeki dosyası ile birleştirildiği, bilirkişi incelemesi ile birleşen dava tarihi olan 28.10.2013 tarihine kadar davacıya bağlanan ölüm geliri ve ölüm aylıklarının 5510 sayılı Yasa"nın geçici 34.maddesine uyarınca hesaplanan artış oranlarına göre belirlenen miktarları toplanarak 39.291,12 Lira aylık ve gelir alacağı olduğunun tespit edildiği, davacı vekili tarafından birleşen davanın 27.08.2014 tarihinde ıslah edilerek dava değerinin 20.000 Lira iken 39.291,12 Liraya çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının asıl davasının kabulüne ve ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptaline, aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına, hak ediliş tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildikten sonra birleşen davanın da kabulü ile kesilen ölüm aylığı ve ölüm gelirinin 28.10.2013 tarihine kadar belirlenen toplam miktarı olan 39.291,12 Liranın yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş olmakla mükerrer tahsile yol açılmıştır. Asıl dava ile ölüm aylığının iptaline dair Kurum işlemi iptal edilip aylıkların kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile tahsiline ve davacının ölüm aylığı ve ölüm gelirine dair icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmişken, birleşen davada ölüm gelirinin yanı sıra tekrar 28.10.2013 tarihine kadar ödenen ölüm aylıklarının da hesaplanarak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Zira asıl davada verilen karar ile birleşen dava, ölüm aylığına ilişkin talepler bakımından konusuz kalmıştır.
Somut olayda, mükerrer tahsile sebep olacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Kabule göre de, ölüm aylık ve ölüm gelirinin ay be ay ne kadar ödendiğini davalı Kurumdan sorup ödenen miktarları tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirleyerek iadesine karar verilecek tutarın tespit edilmesi gerekirken aksi şekilde bilirkişi tarafından afaki bir hesaplama ile belirlenen aylık miktarlarına göre hüküm kurulmuş olması da hatalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan