20. Hukuk Dairesi 2013/3056 E. , 2013/7606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ..... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak; dava dilekçesine ekli paftada 3 ile gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanın orman sınırları içine alınmasını ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazın tespit tutanağı düzenlenip malik hanesi açık bırakılarak mahkemeye gönderilmiş, mahkemece; tutanak iktisabında zilyet olarak ismi yazılı kişi davaya dahil edilip taraf oluşturulduktan sonra; Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, bu davalılar yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı kişiler aleyhine açılan davanın kabulüne ve dava konusu 320 ada 9 sayılı parselin 08.06.2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (a) ile gösterilen 2497,77 m²"lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, parselin kalan bölümü hakkında hüküm kurulmamış, karar, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.04.2010 gün ve 2010/61142-4737 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip gönderildiği ve kamu düzeni nedeniyle kadastro hakimi düzenli sicil oluşturmakla görevli olduğundan, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan bölümü üzerinde kim ya da kimlerin ne zamandan beri zilyet ettiği, onlar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek bu bölümün kim ya da kimler adına tescil edileceğinin kararda gösterilmesi"gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, krokide (a) 2497 m2 ve (Ab) 2211 m2 işaretli taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına; (b) 4323 m2 ile işaretli taşınmazın davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.10.2012 gün ve 2012/3662 - 11164 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Orman Kadastrosuna itiraz davasına konu olması nedeniyle, dava dilekçesinde niteliği bildirilen taşınmazların tespit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip gönderildiği ve kamu düzeni nedeniyle, kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmakla görevli olduğundan, dava konusu taşınmazın tümü incelenerek, orman sayılmayan bölümler üzerinde kim ya da kimlerin ne zamandan beri zilyet
ettiğinin, onlar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenerek karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve orjinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, eylemli durumu keşif sırasında zapta geçirilerek fotoğrafları da dosyaya konulmalı, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesine göre taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, orman olmadığı anlaşıldığı takdirde, yerel bilirkişilerden ve taraf tanıklarından öncesinin ne olduğu, kim tarafından ne zamandan beri zilyed edildiği, ekonomik amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, bu konuda tespit bilirkişilerinin de bilgisine başvurulmalı, ziraat uzmanından bu konularda bilimsel verilere dayalı, doyurucu rapor alınmalı, komşu parsel kayıtlarından da yararlanılarak taşınmazın zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı konusunda toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, ... Köyü 320 ada 9 parsel sayılı taşınmazın krokide (a) ve (Ab) ile gösterilen kısımlarına ilişkin kararın kesinleştiği anlaşılmakla bu kısımlarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, krokide (b) ve (Ac) ile gösterilen kısımların ormaniçi açıklık olduğu anlaşıldığından, bu kısımların da orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından hüküm temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi ve orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve bozma sonrası yapılan keşifte dinlenilen orman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın (Ac) ve (b) bölümlerini orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
09/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.