Esas No: 2021/9874
Karar No: 2022/2851
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9874 Esas 2022/2851 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, suça sürüklenen çocuklar hakkında 5607 sayılı Yasa'nın yanlış uygulandığı gerekçesiyle hükümler bozuldu. 15-18 yaş aralığındaki suça sürüklenen çocuklar için sosyal inceleme raporu alınmadığı ve mahkeme tarafından davranışlarının yeterince değerlendirilmediği belirtildi. Ayrıca, 12-15 yaş aralığındaki suça sürüklenen çocuklar için de sosyal inceleme raporu alınması zorunluluğunun gözetilmediği belirtildi. Denetimli Serbestlik ve Yaptırım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliği'nin hükümleri göz ardı edildiği belirtilerek, tedbirlerin belirli ölçüler içinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Suça sürüklenen çocuklar için kullanılan ceza indirimleri TCK'nun 31/2. ve 3. fıkralarına uygun şekilde belirtilmemişti. Maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi de eleştirilen noktalardan biriydi. Kanun maddeleri arasındaki karşılaştırma sonucu suça sürüklenen çocukların hukuki durumunun tayini ve takdirinin yerel mahkemeye ait olduğu vurgulandı. İlgili kanun maddeleri arasında 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10, 3/22, 5/2, 645
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, suça sürüklenen çocuklar ... hakkında hükümlülük, ... hakkında hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Katılan ... İdaresi vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat hükmünü temyizi üzerine yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) Katılan ... İdaresi vekilinin temyizinin kurum lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesine yönelik olduğu kabul edilerek katılan ... İdaresi vekilinin ve suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyizi üzerine yapılan incelemede ise;
I- Suça sürüklenen çocuklar hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden aynı Yasanın 3/10. maddesi gereğince yazılı şekilde hüküm tesisi,
II- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suça sürüklenen çocukların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin suça sürüklenen çocuklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle suça sürüklenen çocukların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre;
1- Suç tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında sosyal inceleme raporu alınmadığı ve mahkemece duruşmada dinlenen suça sürüklenen çocuk hakkında gözleme dayalı bir kanaatte bildirilmediği anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğine dair 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1. maddesi gereğince sosyal inleme raporu aldırılarak veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi karar yerinde gösterilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tespiti gerekirken, eksik inceleme ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Suç tarihinde 12-15 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35/1. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu alınması zorunluluğunun gözetilmemesi,
3- Denetimli Serbestlik ve Yaptırım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 38/3.maddesinde; "5237 sayılı TCK'nun 50/1-d madde ve fıkrasında belirli yerlere gitmek veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma seçenek yaptırımında sözü edilen belirli yerler ve etkinliklerin; sanık veya hükümlünün suç işlenmesinde, suça yönelmesinde ya da zararlı alışkanlıklar edinmesinde veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasında çevresel, psikolojik sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da sanık veya hükümlünün yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerler veya etkinliklerdir." hükmü gözardı edilerek; suça sürüklenen çocuk ...’in işlediği suçla bağlantısı olmadığı ve TCK'nun 50/1-d maddesinde de öngörülmediği halde, suça sürüklenen çocuk hakkında 6 ay süre ile internet kafelere gitmekten yasaklanma şeklinde hükmolunan tedbirin bu ölçüler içinde değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
4- Suça sürüklenen çocuklar hakkında yaş küçüklüğü nedeni ile indirim yapılırken uygulama maddesi olan TCK'nun 31/2. ve 3. fıkralarının gösterilmemesi suretiyle CMK'nun 232/6. madde ve fıkrasına aykırı davranılması,
5- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
6- Suçtan zarar görmeyen ...'nun davaya katılmasına karar verilerek lehine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiileri ile katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.